Rivâyet olunur ki: İmâm-ı A‘zam (r.a.) Ca‘fer-i Sâdık (r.a.)’ın babası İmâm-ı Bâkır (r.a.)’ın huzûruna geldi. İmâm-ı Bâkır (r.a.), İmâm-ı ‘zâm (r.a.)’ı görünce dedi ki: “Gönlüme öyle doğuyor ki, sen Ceddim (s.a.v.)’in sünnetini öldükten sonra dirilteceksin. Haksızlığa uğrayan herkese yardım edeceksin, dertlilerin derdine dermân olacaksın ve yoldan çıkmışlara doğru yolu göstereceksin. Allâhu Te‘âlâ sana yardım etsin ve seni bu yolda muvaffak kılsın.” Hazreti İmâm (r.a.)’ın sünneti diriltmiş olmasıyla kasdedilen İmâm (r.a.)’dan önceki zamanla ilgili değil; gelecek zamana yönelik olmasıdır. Bu gelecek zamanda da ictihâd ehlinin yok olması veyâ çok azalmasıdır. Hz. İmâm (r.a.) öyle çok mes’elede ictihâd yaptı ki, kıyâmete kadar herkes onlardan yararlanır.
Bazen bir rek‘atta bazen de gece kıldığı namazların tamamında Kur’ân’ı hatmettiği ve elli beş defa hacc ettiği rivayet edilen İmam-ı Â’zâm (r.a.) için İmâm Hemedânî, Hizâne adlı kitabında şöyle yazmıştır: Hazreti İmâm-ı Â’zâm (r.a.) son haccında malının yarısını Kâ‘be-i Mükerreme‘nin hizmetçilerine tasadduk edip “Bana Kâ‘be-i Müşerrefe’yi boşaltın” dedi. Sonra Kâ‘be’ye girdi. Sağ ayağının üzerinde durarak birinci rek‘atta Kur’ân-ı Azîm’in yarısını okudu. Sonra sol ayağı üzerinde durup kalan yarısını ikinci rek‘atta okudu. Bu şekilde Kur’ân-ı Âzîm’i hatmeyledi. Ve şöyle duâ etti: “Ey Bâri Te‘âlâ, Seni kemâl-i ma‘rifetle (hakkıyla) bildim; fakat Sana lâyıkıyla ibâdet edemedim. Hizmetimin noksanlarını kemâl-i ma‘rifetinle bana bağışla.” Kâ‘be’nin bir köşesinden nidâ geldi: “Bildin, çok güzel bildin ve ihlâsla çok güzel hizmet ettin. Seni ve senin mezhebinde olanları kıyâmete değin affettim.”
(Hâfızuddîn Muhammed b. Muhammed el-Kerderî,
İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.)’ın Menkîbeleri, s. 49)