İmâm-ı Zerencerî şöyle derdi:
İmâm-ı A‘zam’ın ictihâdı dâimâ Hazret-i Ebûbekir (r.a.)’in görüşleriyle amel etmek üzereydi. Hazret-i İmâm’ın hadîslere ve eserlere (sahabe fetvalarına) uyması diğer insanlardan daha fazlaydı. Kendisine hadîsler getirildiği zaman, kıyâstan vazgeçer, hadîslere döner, kıyâsla amel etmez, hadîs ve eserlerle amel ederdi. Hazret-i İmâm’ın ve talebelerinin kitâbları kahkahayla abdestin ve namazın bozulması gibi, unutarak yemede orucun bozulmaması gibi ve yine unutarak besmelesiz kesilen kurbanın yenil- mesi gibi istihsân çeşitleriyle dopdoluydu. Hazret-i İmâm başparmağın diyeti öbür parmaklardan fazladır, buyurmuşlardır. Ne zaman ki Hazret-i Peygamber (s.a.v.)’in “ (el-esâbi‘u küllühâ sivâ’un) Bütün parmaklar eşittir” hadîsi kendisine ulaştı: Hazret-i İmâm önceki kavlinden geri döndü.
Ayrıca Hazret-i İmâm-ı A‘zam hayız süresi en fazla on beş gündür derdi. Enes (r.a.)’den İmâm’a: “(el-hayzu selâse eyyâmin ilâ ‘aşerati ve’z zâidü istihâzetü) Hayız üç günle on gün arasıdır, daha fazlası özür kanıdır.” hadîsi ulaşınca önceki kavlinden geri döndü.
Halef ibnü’l Ahmer dedi ki:
Hazret-i İmâm bayram namazından önce ve sonra namaz kılmazdı. Daha sonra bayram namazından sonra namaz kıldıgını gördüm. Bunu İmâm’a sordum. Bana Hazret-i Alî (r.a.)’den bayram namazından sonra dört rek‘at namaz kıldığı haberi geldi, ben de ona uydum, diye cevâb verdi. Ve yine Hazret-i İmâm çoğu mes’elede, kıyastan Sahâbenin sözüne dönmüştür. Bu da Hazret-i İmâm’ın hadîs-i şerîfleri ve Sahâbe sözünü kıyâstan öne aldığını gösterir.
(El-Kerderî, İmâm-ı Azam Menkıbeleri, 167.s.)