İslâm âlimleri, İmâm-ı A’zam (r.a.)’i bir ağacın gövdesine, diğer âlim ve evliyâyı da bu ağacın dallarına benzetmişler, O’nun her bakımdan büyük ve üstün olduğunu, diğerlerinin ise bir veya birkaç bakımdan büyük kemâlâta (olgunluklara, üstünlüklere) erdiklerini belirtmişlerdir.
İmâm Şa’rani Allâh yolunda kendilerine uyulan sahabe ve tabiunun velilerinden bahsettiği “et-Tabakatü’l-Kübra” kitabında İmâm-ı Azam (r.a.)’in takvasından dolayı kadılık görevine yanaşmamasından, insanların en abidi olduğundan bahseder. Namaz kılarken çok ayakta kaldığından dolayı ona “direk” adı verildiğini, yatsı namazının abdestiyle kırk sene sabah namazını kıldığını, her rekâtta Kur’ân’ı hatmettiğini, namazda ağlama sesinin duyulduğunu hatta komşularının iniltilerinden dolayı ona acıdığını, Kur’ân-ı Kerîm’i vefat ettiği yerde yedi bin defa hatmettiğini anlatır.
İmâm Ahmed Serhendi el-Faruki Mektubat’ında İmâm-ı Azam (r.a.) hakkında şunları söyler: “Küfeli İmâm-ı Azam takvası, verası ve Sünnet-i Seniyye’ye olan bağlılığıyla içtihatta ve hüküm çıkarmada başkalarının kendisini anlamaktan aciz kaldığı yüksek derecelere erişmiştir. Ebû Hanife (r.a.) ince ve nükteli manalara vakıf olduğu için, bazıları yaptığı içtihatlarının Kitap ve Sünnet-i Seniyye’ye ters düştüğünü zannederek O’nun ve arkadaşlarının “ehl-i rey”den olduklarını düşünmüşlerdir. İmâm-ı Azam (r.a.) hakkındaki bu zanları, O’nun sahip olduğu ilim ve dirâyetin mahiyetine ulaşamadıklarından, anlayış ve ferasetine muttali olamadıklarından kaynaklanmaktadır.
“Üstâd Ebû Kasım el-Kuşeyri risalesinde der ki: ‘Ebû Ali Dekkak’ın şunu söylediğini işittim: Ben tasavvufu Ebû Kasım Nasrabazi’den aldım. Ebû Kasım en-Nasrabazi Şibli’den, o Sırri Sakati’den, o Maruf Kerhi’den, o Davud Tai’den, o da Ebû Hanife’den aldı.
İmâm İbn Abidin’de Durrü’l-Muhtar’ın haşiyesinde şunları söyler: “O tasavvuf meydanın kahramanıdır. Çünkü tasavvuf ilminin temeli bilmek, amel etmek ve nefsi temizlemekten oluşmaktadır. Selefin bütünü Onu bu özelliğiyle vasfetmiştir.”
(Prof. Dr. Muhammed Tahir Nur Veli, İnkişaf Dergisi, Sayı 7)