Esas adı Celâleddin Hızır olup aslen Konyalı olan Hacı Paşa, tahsil için Mısır’a giderek Kahire’deki Şeyhûniyye Medresesi’nde ünlü Hanefî fakihi Ekmeleddin el-Bâbertî’den dinî ve aklî ilimleri okumuş, keskin zekâsı ve çalışkanlığı ile hocasının takdirini kazanmıştır. Anadolu’dan okumak için Mısır’a gelen Molla Fenârî, Müeyyed b. Abdülmü’min gibi kişiler ondan yakınlık görmüşlerdir.
Kahire’de öğrenciliği sırasında tutulduğu ağır bir hastalık Hacı Paşa’yı tıpla meşgul olmaya sevketti. Dinî ilim tahsili yanında tıp kitapları okuyarak ve Cemâleddin İbnü’ş Şevbekî gibi hekimlerin bilgi ve tecrübelerinden istifade ederek kendini tıp sahasında da yetiştirmiştir. Onun tıp mesleğine yönelmesinde, öğrenciliği sırasında yardımını gördüğü ilme ve özellikle tıbba büyük önem vermiş bir hânedanın mensubu olan Aydınoğlu Îsâ Bey’in teşviklerinin de etkili olduğu söylenebilir. Anadolu’ya geldikten sonra kadılık görevinin yanında Ayasuluk ve Birgi medreselerinde hocalık, sarayda hekimlik yapmıştır.
et-Te’âlîm fi’ilmi’t-tıb adlı eserinde tıbbın esaslarından bahseden birinci bölümün ilk kısmında nazarî (teorik), ikincisinde uygulamalı tıp bilgileri verilir. İkinci bölümün birinci kısmında yiyecek içeceklerden, ikinci kısmında basit ve birleşik ilâçlardan, üçüncü bölümde baştan ayağa kadar bütün organların hastalıkları ile sebep, belirti ve tedavilerinden, dördüncü bölümde bir organa mahsus olmayan genel hastalıklardan bahsedilir. Yine bu kitaba “Vasiyyet” başlığını taşıyan bir sonsöz ekleyerek hekimlere dikkat etmeleri gereken hususlar ve hekimlik ahlâkı konusunda tavsiyelerde bulunmuştur.
Anadolu’da yazılmış ilk Türkçe tıp kitaplarından olan Müntehab-ı Şifâ adlı eseri yazmıştır. Yazdığı tıp konusundaki eserleriyle Anadolu Türk hekimleri arasında büyük ün yapmıştır.
(İslam Ansiklopedisi, c.14, s.493-495)