Resûlullah’ın (s.a.v.) halası,  Abdülmuttalib’in kızıdır. Safiyye (radıyallahü anha) gazâların çoğuna iştirâk etmişti. Gayet cesur idi. Uhud gazâsına katılışı şöyle olmuştu: Resûl-i ekrem (s.a.v.) Uhud Savaşı’na gittikleri zaman, kadınları ve çocukları “Fâri” denilen bir kaleye götürüp onları Safiyye (r.anhâ)’ya emanet etmişti. Gece sabaha doğru, Yahudilerin ihanetinden şüphelenen Safiyye (r.anhâ) gözetlemeye başladı ve kalenin etrafında dolaşan karatılar gördü. Bunlardan biri kapıya yaklaşıyordu. Bunun üzerine Safiyye (r.a.) bir çadır direğini alarak ve aşağı indi. Yahudinin kaçmaması için kapıyı yavaş yavaş araladı. Birden çadır direğini yahudinin başına indirdi. Yahudi yediği darbe sonucu bir daha kalkamadı ve öldü. Bundan sonra Safiyye (r.anhâ) belindeki küçük hançeri çıkarakak Yahudinin başını keserek yukarıdan diğer Yahudilerin bulunduğu yere attı. Kesik başı gören Yahudiler “Demek ki Muhammed burayı korumak üzere bir birlik bırakmış” diyerek kaçıp gittiler. Safiyye (r.anhâ)’yı hayırla, hasretle, gıptayla yâd ediyoruz.

Bu husus temel siyer kitaplarından el-İsabe’de ve elBidaye’de  “müşriklerden birini ilk öldüren kadın” olarak zikredilir. Öldürdüğü kişi anlatıldığı gibi Yahudidir. Yahudi, müşrik midir veya Yahudilik şirk inancı taşır mı denirse cevabı kesinlikle “evet”tir. Tahrif edilmiş Yahudilik de, Hristiyanlık da şirk taşıyan bir inanç sistemine dönüşmüştür. Baba oğul, ve Ruhul Kudüs inancı şirkten başka nedir? Haşa “Üzeyr Allah’ın oğlu” ne manaya gelir? Ancak bunlar çıkış noktaları itibariyle (sonradan sapmış da olsalar) ilahi vahye dayandıkları ve  kendilerine göre bir ahiret inançları olduğu için diğer müşriklerden farklı olarak  Ehli Kitap denmiştir ve asırlar boyunca bu isimle anılmışlardır.

(Dr. Şerafettin Kalay, İslam Tarihinde İlkler  s.104)