Cafer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri, Ehl-i Beyt’ten olup, on iki İmâmın altıncısı, Silsile-i Aliyye’nin dördüncüsüdür. Soyu baba tarafından Hz. Ali (r.a.) anne tarafından Hz. Ebu Bekir (r.a.)’a dayanmaktadır. Miladi 720 senesinde Medine’i Münevvere’de doğmuş yine Medin’de 765 yılında vefat etmiştir kabri Cennet-ül Baki’dedir.
İmâm-ı Cafer (r.a.) ilmi babasından öğrenmiştir. İlim ve fazilette zamanının bir numarası olmuştur. Tüm din bilgilerinde olduğu gibi fen ilimlerinde de zamanının söz sahibiydi öyle ki bir taraftan kimyanın babası sayılan Cabir (rh.a.), İmâm-ı Cafer (r.a.)’ın talebesiyken diğer taraftan Hanefi mezhebinin kurucusu ve ehli sünnetin reisi olan İmâm-ı Azam (r.a.) da bu üstadın talebesidir.
Fizik ve kimya ilimlerinin konusunu teşkil eden madde ve onlar üzerindeki bilgisi çoktu. Cafer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri nitrik asit ve kezzap ile tuz ruhunun karışımından olan ve altın eritmeye mahsus bir sıvı olan aqua regia’yı (kral suyu) keşfetmiştir.
En meşhur talebesi olan İmâm-ı Azam (r.a.) ise Cafer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri’nden aldığı derslerden dolayı ‘o iki sene olmasaydı Numan helak olmuştu.’ buyurmuşlardır.
Bütün tasavvuf yolları Cafer-i Sâdık (r.a.)’da birleşmektedir. İki taraftan soyu Resûlullah (s.a.v.)’e bağlıdır, babası tarafından Hz. Ali (r.a.) ile Resûlullah (s.a.v.)’e bağlıdır ki buna velayet yolu diğer taraftan annesinin babası tarafından Hz. Ebu Bekir (r.a.)’a bağlıdır buna da nübüvvet yolu denilmektedir.
Cafer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri’nin ince marifetleri bildiren sözleri, nükte ve latifeleri çoktur, sayılamayacak kadar hikmetli sözleri vardır. buyurmuşlardır ki ‘beş kimse ile beraber olmaktan sakın: birincisi yalancıdır çünkü ona daima aldanırsın. İkincisi ahmaktan yani aklı az olandan sakın!sana iyilik yapayım derken kötülük yapar. Üçüncüsü cimridir. Çünkü en çok işine yarayacağı zaman seni bırakır. Dördüncüsü kötü kalpli olandır çünkü işi bozulunca seni hemen harcar. Beşincisi fasıktan yani günah işlemekten utanmayan  kimseden sakın! Seni bir lokma ekmeğe satar.
(Müslüman Bilim Adamları c.1 s.138)