Son devirde ülkemizde yaşamış büyük velilerden Hazreti Sâmî (k.s.)’un “tabiri câiz ise” kucağında doğmuş, O’nun terbiyesinde büyümüş, hayatını Hazreti Sâmî (k.s.)’a hizmete ve O’ndan istifadeye adamış, ve yine o zâtın vasiyyetleri gereği teçhiz ve tekfin işlerini yapmış, O’nun yolunu hâlâ insanlara anlatan ve Hazreti Sâmî (k.s.)’un manevî evlâdı ve vazifelisi olan Muhterem Ömer Muhammed Öztürk Hz. Sâmi (k.s.) ile yaşadıkları bir berât kandili gecesini şöyle anlatmışlardır:
“Şaban-ı Şerîfin başlarında Mahmûd Gezer(r.h.) Ağabeyle (Cennetü’l Muallâ’da medfundur.) devlethanenin bahçesinde oturuyorduk. Efendi Hazretleri’nin hâdimesi gelerek beni bir kenara çağırdı ve “Ömer Ağabey babam mahrem bir husus söyledi. Bunu Ömer Öztürk’e anlat. Kendisinde kalsın. Îcâbını yerine getirsin. Fakat kimseye de bir şey söylemesin.” dedi ve Efendi Hazretleri’nin “Ben berat gecesini Ömer Öztürk ile değerlendirmek istiyorum. Kendisi bir imam bulsun. Ayrıca iki kişiyi de çağırsın. İsterse birisi kendi babası Mehmet Öztürk olabilir. Bir de başka ihvân, benimle birlikte hepimiz beş kişi olacağız. Akşam namazını burada devlethanede kılacağız. İftarı beraber eder, akşam yatsı namazını beraber kılar, geceyi de beraber ihyâ ederiz inşâallah.” buyurduğunu söyledi.(Fakir, babama ve Sami Efendimiz’in son yıllarında namazlarını kıldıran) Mahmûd Hoca’ya haber verdim. Sonra Ömer Kirazoğlu ağabey, İsmail ve Cevat Öztürk ağabeylerimi çağırttı. İftar, namaz ve yemekten sonra Efendi Hazretleri her zaman oturdukları demiryolu cihetine karşı olan koltuğa oturdular. Az sonra ayağa kalkarak kendi karşısındaki koltuğa geçtiler. Kendi koltuklarına, Fakiri çağırıp “Sen gel, buraya otur, burası senin yerindir. Fakir de karşısında oturacağım” diyerek kendi koltuklarına Fakiri oturttular. Muhteşem bir sohbetten sonra yatsı namazı kılındı, tekrar aynı yerlerde oturarak sohbet, duâ ve murâkabe edildi. İzin alınarak evlere hareket edildi.
(WWW.RAMAZANOGLUMAHMUDSAMİKS.COM)