Gerektiğinde malını Allâh yolunda sarf etmekten çekinmeyen Hz. Osman (r.a.), Medine’ye hicretinden sonra Müslümanların susuz kalmamaları için suyundan istifade edecekleri Rúme kuyusunu satın almağa uğraşmış, kuyunun sahibi olan Yahudi ancak yarısını satmıştı. Hazreti Osman (r.a.) bunu kabul etmiş, yarısını satın almış, kuyunun bir gün Yahudi tarafından bir gün kendisi tarafından kullanılmasını şart koşmuştu. Bu suretle Müslümanlar su sıkıntısından kurtulmuştu. Hayber Gazası’na, Mekke’nin Fethine, Hevazin Harbi’ne iştirak etmiş, Tebük Gazásı’nda İslam ordusunun üçte birini yalnız başına teçhiz etmişti. Hatta Nebiyyi Ekrem (s.a.v.) Hz. Osman (r.a.)’ın yaptığı bu külliyetli yardımdan fevkáláde mahzuz (hoşnut) olarak minbere çıkıp: “Ya Rabbi ben Osman (r.a.)’dan razıyım, Sen de razı ol” diye duá buyurmuşlardır.
Katade, Hz. Osman (r.a.)’ın Tebük savaşında içlerinde elli de at bulunan bin deve hazırlamayı üstüne aldığını; Hasan-ı Basri Hazretleri de 950 deve ve 50 at hazırladığını söylüyor. Ebu Mes’ud (r.a.) anlatıyor: Resulü Ekrem (s.a.v.)’le bir gazada beraber bulunuyorduk. Herkes acıkmıştı. O kadar ki, Resulü Ekrem (s.a.v.)’in yüzünde üzüntü ve sıkıntı alametleri görülmeye başlamıştı. Münafıklar ise için için seviniyorlardı. Resulü Ekrem (s.a.v.) bu hale bakarak:
“Gün batmadan Cenab-ı Hak rızkınızı gönderecektir” buyurdu. Hz. Osman, Peygamberin sadık lisanından sádır olan bu vaadin mutlaka yerine geleceğinden emin olarak on dört deveyi sırtındaki gıda maddeleriyle birlikte satın alarak bunların dokuzunu Efendimiz (s.a.v.)’in yanına gönderdi. Bunun üzerine, Resulü Ekrem (s.a.v.) kollarını altı görünecek derecede kaldırarak:
“Ya Rabbi! Osman’a şunu, şunu bahşet” diye dua etti ki daha önce hiçbir kimseye böyle dua ettiğini görmemiş ve işitmemiştim.
(Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.), Hz. Osman Zinnureyn (r.a.), s.16-21)