İsmi tarihte adaletle beraber anılan ve Hakk’ı batıldan ayırmada “Farûkıyyet”i dillere destan olan Hz. Ömer bin Hattab (r.a.)’in nesebi, sekizinci cedde Peygamberimiz (s.a.v) ile birleşir. Hicretten kırk sene evvel doğmuştur.
Ailesinden Zeyd (r.a.)’in oğlu Sâid (r.a.) ile refîkası ve Hz. Ömer (r.a.)’in hemşiresi Fâtıma (r.anha) Müslüman olmuştu. Ömer (r.a) ise, Dîn-i İslâm’ı kabul etmediği gibi, eline geçen müslümanlara ezâ ve cefâ ederdi. Hz. Ömer (r.a)’in Müslüman olması, müessis-i İslâmiyyet (İslamiyetin kurucusu) olan Efendimiz (s.a.v)’i öldürmek maksadıyla kılıcını alarak çıkması ile başladı. Yolda giderken kız kardeşinin de Müslüman olduğunu öğrenmesi ile birlikte derhâl dönerek kız kardeşinin evine yürüdü. Kız kardeşine çok hiddetlenip bir darbe bile vurdu fakat Fâtıma (r.anha)’nın İslam’a olan bağlılığı onu çok müteessir etti ve Fatıma (r.anha)’nın okuduğu Hadîd Sûresi nin “Yerde gökte ne varsa, Allâh’ı takdîs ve tenzih eyler. Her emrinde gâlib ve her fiilinde hakîm olan O’dur.” ayetiyle başlayan ilk 7 ayetin her kelimesi Ömer (r.a)’in dimağında, vicdanında sarsıntılar vücûda getirdi ve bî-ihtiyâr bağırarak şehadet getirdi.
Daha sonra, o sırada Safa dağında Hz. Erkam’ın evinde oturan Efendimiz (s.a.v.)’e geldi. Efendimiz (s.a.v.) , Ömer (r.a.)’ı yakasından yakaladı ve “Ömer niye geldin?” diye sordu. Efendimiz (s.a.v.) in sesi karşısında haşyet içinde kalan, vücûdu sarsılan Hz. Ömer (r.a.) titrek sesle “Müslüman olmaya geldim!…” dedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) “Allâhu Ekber” dedi.
Bütün Müslümanlar da Tekbir getirdiler.
Hz. Ömer (r.a)’in müslümanlığı kabul etmesi ile Müslümanların sayısı kırka baliğ oldu.
(Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.), Hz. Ömer’ul-Faruk (r.a.), s.9-15)