Ebûbekir Sıddık (r.a.)’in defin işini bitiren Hz. Ömer
(r.a.) eline bulaşan toprağı silkeleyerek ayağa kalktı ve şu
hutbeyi irat etti: “Şunu biliniz ki Allâhü Te‘âlâ sizleri benimle,
beni de sizlerle imtihan etmektedir. İki arkadaşımdan
sonra -Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Hz. Ebûbekir (r.a.)- Allâh
beni başınıza getirdi. Bundan böyle işlerinize ben bakacağım.
Allâh’a yemin ederim ki bana gelen davaları halletmek
için elimden geleni yapacağım. Sizleri ilgilendiren
hiçbir şeyi kaçırmamaya çalışacağım. Siz de, size verilen
emanetlerde kusur etmemeye gayret ediniz. Siz iyilik yaparsanız
ben de size iyilik yaparım. Kötülük yapanlarınızı
ise mutlaka cezalandırırım.”
Hz. Ömer (r.a.) halife olduğunda minbere çıkarak şunları
söyledi: “Kendimi Ebûbekir (r.a.)’in yerine layık görürsem
Allâhü Te‘âlâ’nın gazâbını üzerime çekmiş olurum.”
Sonra bir basamak indi ve Allâh’a hamd ü senalar ederek
sözlerini şöyle sürdürdü: “Onunla tanınmanız için Kur’ân
okuyunuz. Onunla amel ediniz ki ehlinden olasınız. Hesaba
çekilmezden önce nefislerinizi hesaba çekiniz. Allâh
(c.c.)’a arzolunacağınız gün için hazırlanınız ki o gün hiçbir
şeyiniz O (c.c.)’a gizli kalmaz. Şunu biliniz ki hiç kimsenin
Allâh (c.c.)’a isyan husûsunda itaat edilme hakkı yoktur.
Ayrıca şunu da biliniz ki ben kendimi Allâh (c.c.)’un malları
üzerine yetim velisi gibi görüyorum. Zengin olursam
hiçbir şey almaksızın onu dağıtırım. Fakir ve ihtiyaç sahibi
olacak olursam da ondan ihtiyacım kadarını alırım”
Hz. Ömer (r.a.) bir hutbesinde şunları söylemiştir: “Hesaba
çekilmezden önce nefislerinizi hesaba çekiniz. Çünkü böyle
bir hesap sizin için daha kolay olur. Tartılmazdan önce
nefislerinizi tartınız. Kendisinden hiçbir şey gizlemeksizin
Allâh’a arz olunacağınız o en büyük gün için hazırlanınız!”
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatü’s-Sahâbe, 3.c., 185-186.s.)