“Rahman ve rahim olan Allâh’ın adıyla!
– Selam sizin üzerinize olsun. Kesinlikle bu Kur’an sizin için bir ecirdir, şereftir, azıktır. Ona tâbi olunuz. Sakın o sizi kovalamasın. Çünkü Kur’an kimi kovalarsa, onu yüz üstü cehenneme atar. Kim Kur’an’a tabi olursa, Kur’an onu Firdevs cennetlerine götürür. Yapabilirseniz sizin için Kur’an şefaatçı olacaktır. Sakın Kur’an sizin hasmınız olmasın. Kur’an kime şefaat ederse, o cennete girer, kime hasım olursa, o da cehenneme girer.
Biliniz ki bu Kur’an hidayetin kaynaklarıdır, ilmin çiçeğidir ve Allâh katından en son gelen ilahi kitaptır. Allâh, onunla kör gözleri, sağır kulakları, kapalı kalbleri açtı.
Biliniz ki kul geceleyin kalkar, misvakla abdest alır, sonra tekbir getirir ve Kur’an okursa, Allâh’ın meleği ağzını o kulun ağzı üzerine koyar ve ona “Oku! Oku!”. Temiz ve güzel kokan ağzınla oku. Sana mübarek olsun” der. Kesinlikle namazda Kur’an okumak korunmuş bir hazinedir. Kurulmuş bir hayır ve bereket sofrasıdır.
Öyleyse bunu elde etmek için gücünüz yettiği kadar çalışın. Çünkü namaz, zulmet perdelerini yırtan bir nurdur. Zekât yol gösteren bir rehberdir. Oruç, kötülüklerden koruyan bir kalkandır. Sabır ferahlatan ışıktır. Kur’an ise, ya lehinize veya aleyhinize şahittir. O halde Kur’an’a saygı gösterin. Allâh Te’âlâ (c.c), Kur’an’a saygı gösterenlere şeref verir. Onu hafife alanları alçaltır.
Biliniz ki, Kur’an’ı ezberleyen ve onun emirlerini yerine getiren kimsenin duası Allâh(c.c) katında muhakkak kabul edilir. Allâh dilerse ona dünyada, dilerse ahirette verir.
Şunu unutmayın ki, Allâh(c.c) katındaki nimetler, Allâh’a(c.c) inanarak tevekkül edenler için dünya menfâatlarından daha üstün ve süreklidir.”
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, c.3, s.511)