Hz. Muaviye’nin Şahsiyeti

Hz. Muaviye’nin Şahsiyeti. Hadîs-i şerifler onun fıkhına yani dini bilgi derinliğine şahitlik etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in Hz. Muâviye (r.a.)’i övmüştür.

Hz. Muâviye (r.a.)’in şahsiyetinde birtakım özellikler bir arada toplanmıştır. Hz. Ömer (r.a.) bütün Şam bölgesinin idaresini onun emri altında toplamış ve o bölgede tek söz sahibi olarak onu belirlemiştir. Hz. Ömer (r.a.)’in bu tutumuna etkili olan amil ise; Hz. Muâviye (r.a.)’in güzel yaşantısı, İslâm topraklarını ve sınır boylarını en iyi şekilde koruması, orduyu ıslâh etmesi, düşmana galip gelmesi ve bölge halkını en iyi şekilde yönetmesidir. Hadîs-i şerifler onun fıkhına yani dini bilgi derinliğine şahitlik etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in Hz. Muâviye (r.a.)’i övdüğü hadîslerinden birkaçı şöyledir:
“Allâh’ım! Onu (Muâviye’yi) hidayete ermiş ve doğru yolu gösteren kıl ve onunla (başkalarını) hidayete erdir.” (Tirmizî)
İbn-i Ebi Müleyke (r.a.) şöyle anlatmıştır: “İbn-i Abbas (r.a.)’e Emiru’l Mü’minin Muâviye (r.a.) vitri tek rekat olarak kılmıştır. Onun hakkında ne dersin?’ diye sorulunca, ‘O fakihtir’ demiştir. (Buhârî)
Abbasilerin hilafet merkezi olan Bağdat mescitlerinin kapılarında; “Resûlullâh (s.a.v.)’den sonra insanların en hayırlısı Ebû Bekir, sonra Ömer, sonra Osman, sonra Ali, sonra da mü’minlerin dayısı Muâviye (r.a.e.)’dir.” yazılıdır. Şayet insanlar, Hz. Muâviye (r.a.)’in zalim olduğuna inansalardı, mescitlerinin kapılarına bu cümleleri yazdırmazlardı. İnsanların, Ümeyye oğullarının (Emevîlerin) hükümranlıklarını çok görmelerine şaşmak gerekir. Çünkü onlara hükümranlık hakkını akdeden ilk kişi Resûlullâh (s.a.v.)’dir. Zira Resûlullâh (s.a.v.) fetih günü, Allâh (c.c.)’un en hayırlı beldesi ve haremi olan Mekke’ye Attab b. Useyd b. Ebi’l-Âs b. Ümeyye (r.a.)’i yönetici olarak atamıştır. Muâviye b. Ebu Sufyân (r.a.)’i ise güvenilir bir vahiy kâtibi olarak kullanmıştı.


(Tahir Tural, Sahabeye Yapılan İftiralara Cevâplar, 120-145.s.)