“Ey Allah’ın kulları! Sizden önce ölenlerden ibret alınız. Sizden önce olanlar hakkında düşününüz. Onlar dün nerede idiler, bugün nerededirler? Nerde o zalim sultanlar? Nerde harp sahalarında galip gelmiş diye zikredilenler? Zaman onları zelil kılmıştır. Onlar toprağa dönüşmüştür. Onların boyunlarında yanlışlıklar takılı bulunmaktadır. Habis kadınlar habis erkekler, habis erkekler de habis kadınlar içindir. Yeryüzünü onaran krallar nerede? Uzaklaştılar ve izleri unutuldu, çürüyüp yok oldular. Hiç birinden bir haber yok, isimleri bile unutulmuştur. Sanki hiç yoklarmış, sanki dünyaya hiç gelmemiş gibiler. Bütün istek ve arzuları kesilmiş sadece günahları kalmıştır. Giderken amellerini götürdüler, fakat dünyayı başkalarına bıraktılar. Bugün biz onların yerine geçmiş bulunuyoruz. Eğer onlardan ibret alırsak, kurtuluruz. Gafil davranırsak biz de onlar gibi oluruz. Hani o parlak yüzlü olanlar? Nerede gençliğine güvenenler? Onların hepsi toprak oldu. Yaptıkları zevk ve sefalar da onlar için üzüntü ve hasret oldu. Nerede şehirler kurup etrafını yüksek surlarla çevirenler, çeşit çeşit acaiplikler yapanlar? Hepsi gitmiş ve herşeyi kendilerinden sonra gelenlere bırakmışlar ve kendileri karanlık kabirlerde yatarken meskenleri hak ile yeksan olmuştur. Acaba hiç bir kimse onlardan bir hışırtı duyar mı veya seslerini işitir mi? Çocuklarınızdan, kardeşlerinizden bildikleriniz nerde? Ecelleri sona ermiştir. Azık olarak Allah’ın huzuruna gönderdiklerinin misafiri olmuşlardır. Ölümden sonraki şekavet ve saadet yurdundan birine girmek için sıralarını bekliyorlar. İyi bilin ki, Allah birdir. O’nun ortağı ve mahlûklarından hiç biriyle bir bağı yoktur. Hiç kimseye özel bir muamele yapmaz. O’nun azâbından, ancak O’na kulluk etmek kurtarabilir.”
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahâbe, c.3, s.179-180)
8 Cemaziyelahir 1438, Mevlâna Takvimi