Efendimiz (s.a.v.)’in mübarek sohbeti ile şereflenmek, en büyük bir bahtiyarlıktır. Bu sohbet ve görüşmenin o kadar mânevi bir tesiri vardır ki; bunun müddeti ne kadar az olursa olsun bu, sahabîler için ebedî bir şeref, bir üstünlüktür, Onları peygamberlerden sonra ehli imanın en yüksek mertebelerine yükseltir, Onlar için dünyada ve âhirette feyiz ve saadete vesile olur. Bu sebeple ashabı kiramın hepsi son derece hürmete lâyık ve Allah (c.c.) indinde yüksek dereceleri hâiz bulunmuşlardır. Bununla beraber faziletleri itibariyle dereceleri farklıdır. Müslümanlarca Ashabı Kiram (r.a.e.)’in en fazîletlisi Hz. Ebûbekir (r.a.)’dır. Ebu Bekir (r.a.), hür erkeklerden Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’i ilk tasdik ederek İslâm şerefine nâil olan zattır.
Kendisinin sahabe-i kiramdan olduğu şu ayet i kerime ile de sâbittir: “…Hani o kâfirler, onu Mekke’den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına…”(Tevbe s. 9). Bu Âyet-i Kerime’deki kişiden murad, Ebubekir es-Sıddık (r.a.)’dır. Bunda bütün müslümanlar birleşmiştir. Bu sebeble onun sahabeden olduğunu inkâr eden, icma ile küfre düşmüş olur.
Yine Nebî (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Nebîlerden, Resûllerden sonra Ebu Bekir’den daha faziletli bir zat üzerine güneş doğmuş değildir.” (Buhari) Diğer bir Hadis-i Şerif’te de: “Cebrâil, bana haber verdi ki: Senden sonra ümmetimin en hayırlısı Ebu Bekir’dir.” (Buhari, Müslim) Hz. Ebu Bekr’in (r.a.) faziletinde bütün ehl-i sünnetin ittifakı vardır. Hz. Ömer (r.a.), bir gün minbere çıkarak şöyle demiştir: “Bu ümmetin en hayırlısı, Peygamberden sonra Ebu Bekir’dir. Artık kim bundan başkasını söylerse iftiracıdır, iftiracıya lâzım gelen cezaya müstahak olur.” (Tirmizi) Seyyidinâ Ebûbekir (r.a.) Resûlü Ekrem (s.a.v.)’in en büyük iltifatlarına mazhar olmuştur. Onun fazilet ve iyiliklerine nihayet yoktur.
(Ömer Nasuhi Bilmen, Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları)
12 Ocak, Mevlâna Takvimi