Ey Oğul!
Her şeyden Önce Allâh’tan hakkıyla kork. Bütün emirlerini yerine getir. Onu anmakla kalbini yaşat. İpine sımsıkı sarıl. Eğer tutunur isen Rabbinle aranızdaki bağdan daha kuvvetli hangi bağ bulunabilir?
Ciddî olarak ölümü an ve ölümü anmakla kalbini yaşat. Her şeyin yok olacağını bil ve kalbinin de yoklukta karar kılacağını ona bildir. Ona dünya facialarını ve musibetlerini teker teker göster. Zamanın şiddetini ve kükreyişini, gece ve gündüzlerin aleyhine çevrildiğini düşün, hatırla ve hatırlat.
Kendi nefsine ve kalbine, daha evvel geçmiş evlâd-ı insanların kıssalarını ve hikâyelerini söyle. Mazide insanların başına gelen felâket ve musibetleri düşün. Aynı şeylerin tekerrür etmemesi için dikkat et. Atalarının topraklarında ve yaşadıkları yerlerde gez. Ve onların eserlerini dikkatle tetkik et.
Bilmediğin şey hakkında konuşma. Vazifen olmayan şeye karışma. Ve her işi kendi ehline bırak. Sonunda bir felâketin gelmesinden korktuğun yolu terk et. Zira bir işte felâket sezildiğinde onu terk etmek, korku ile ilerlemekten hayırlıdır.
Allâh (c.c.) yolunda hakkıyla çalış. O’nun uğrunda mücâhede ve mücadele etmekten çekinme. Herhangi bir kimsenin ağır sözleri seni yolundan alıkoymasın. Nerede olursan ol, Hakk’a ulaşmak için bütün güçlükleri aşmaya çalış.
İslamiyet’te ne var ise hepsini anla ve öğren. Kendini güçlükler karşısında sabretmeye alıştır. Zira haksızlık karşısında hakka sabretmek en iyi ahlâktır. Bütün işlerde Allâh’ına sığın. Zira o en iyi koruyucu, en iyi barınak ve en yakın kurtarıcıdır. Her işinde Allâh’a teslim ol. Zira insanoğluna her şeyi bahşeden de O, mahrum eden de O’dur.
(Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.), Hz. Aliyy’ül Mürteza, s.80-82)