Zarafet: İncelik, kibarlık, ince zeka eseri hoş söz ve işler ile vasıflanma huyudur. Karşıtı, kabalık denilen bir haldır. Bu, ruhlar üzerine fena tesir yaptığından kötüdür. Yaratılışta olan zarafetler, ölçüyü taşırmamak şartıyla iyidir. Fakat her işte ve her sözde zarafet göstermeye çalışmak, vakar ve ciddiyete aykırıdır, hafiflikten ibarettir. Onun için bu hususta aşırı davranmamalıdır.
Merhamet: Esirgemek, acımak, şefkat göstermek, çaresizlerin hallerine kalben acıyarak kendilerine yardımda bulunmak demektir. Merhamet, temiz ruhların bir süsüdür. Yalnız insanlara değil, hayvanlara da merhamet etmeli, acımalıdır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Yerde olanlara merhamet ediniz ki, gökte olanlar size merhamet etsin.”
Rıfk: Yumuşaklık, yavaşlık, nezaket ve tatlılıkla iş yapmak, sonu güzel olan bir şeye güzelce boyun eğmek anlamındadır. Bunun karşıtı “Unf (şiddet, sertlik kabalıkdır)” ki, katı yürekli olmaktan, sertlik göstermekten, nezakete aykırı davranmaktan ibarettir. İnsan, yumuşaklık sayesinde en güç neticeleri elde edebilir. Düşmanca davranmak yüzünden de, elde edilmesi pek yakın olan şeyleri imkansız bir hale getirmiş olur. Hadis-i şeriflerde buyurulmuştur:
“Şüphesiz ki, Allâh, yumuşak huyludur ve yumuşak huyluluğu sever. Ve sertlik uzerine vermediği şeyi yumuşak huyluluk üzerine verir.” “Yumuşaklıktan yoksun olan, hayırdan da yoksun bulunur.”
**Fazilet: Üstünlüğe, iyilik ve ihsana, ilim ve marifete “fazl” denir. İlim ve irfan bakımından olan yüksek dereceye ve ahlak görevlerine bağlanmak huyuna da “fazilet” denir. Fazlın karşıtı, kötülük, hasislik ve cehalettir. Faziletin karşıtı da, rezillik ve alçaklıktır. Hikmet, adalet, şecaat ve iffet sıfatlarına “fezail-i asliye” adı verilmiştir. Bunlardan birçok faziletler doğar.
(Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali)