Muhtaç olmayacak kadar helâl rızık kazanmak için çalışmak ve dilenmeye muhtaç olmadan yaşamak, insanlar üzerine farzlardan bir farzdır. Peygamberimiz (s.a.v.), “Helâl rızık için çalışmak her müslümana farzdır” buyurdu. Başka bir hadis-i şerifte de “İffetiyle helâlinden dünyalık için çalışan, şehidlerin derecesinde olur” buyurmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.), “Rızık kazanmak için erken davranın. Çünkü sabahta bereket vardır” buyurmuştur.
Yine Peygamberimiz (s.a.v.) , “Doğruluktan ayrılmayan tüccar, kıyamet günü sıddıklar ve şehidlerle beraber haşrolunacaktır” buyurdular.
Ticaret erbabının ticarette cesur olması sünnettir. Peygamberimiz, “Bir işte bereket gören kimse o işe devam etmelidir” buyurdular. Ticaretle uğraşan kimse, bu işle âhiret işlerinden geri kalacak kadar uğraşmamalıdır. Çünkü âhiret kazancından kaçırdığını dünyalıktan kazandığı karşılayamaz.
Doğru olsun yalan olsun, malını satarken yemin ederek övmemelîdir. Yemini doğru bile olsa, dünyalık bir şeye Allâh’ın ismini alet etmiş olur. Hile ve aldatma ile rızık artmaz aksine bereketi gider. Hile ile tane tane kazanılanı Allâhü Te’âlâ toptan helak eder.
Cihad ve ticaretten sonra en iyi kazanç yolu zanaattır. Peygamberlerin de bir zanaati vardı.
Adem Aleyhisselam dokumacı idi. İlk dokumacılık yapan Adem (a.s.)’dır. İdris (a.s.) terzi idi. Nuh (a.s.) marangozdu. Salih Aleyhisselam eliyle kilim dokurdu. Davud (a.s.) zırh yapardı. İsa (a.s.) ayakkabıcılık yapardı. Musa (a.s.) ve Peygamberimiz (s.a.v.) ise koyun gütmüşlerdir. Peygamberimiz (s.a.v.) koyun çobanlığını deve çobanlığına tercih etmiştir. zanaattan sonra en iyi kazanç yolu ziraatçiliktir. Koyun ve tavuk beslemek de ziraatçilik gibi temiz kazanç yollarındandır.
(Muhammed Alâüddîn b. İbni Âbidîn, El-Hediyyetü’l Alâiyye, s.82-83)