Bahsi uzatma, sözü dağıtma; cemâatimizin hâli ma’lûm! Biz bir kavmiz ki çakmağı çakar isek ateş çıkarırız. Kuyuya iner isek kovayı kandıracak su doldururuz. Vurur isek kanatırız, diker isek kapatırız!
“Sırrını ketm eden kendine hâkim olur.”
“İnsanların en akıllısı, insanların harekâtını en iyi takdîr edendir.”
“İş bir kere geri kalırsa hiçbir vakit ilerlemez.”
“Bir suâl soran adamın suâlinden onun seviyye-i akliyyesini anlarım.”
“Günah işlemekten vazgeçmek, tövbe ile uğraşmaktan daha kolaydır.”
“Bana hatâlarımı gösteren adamdan Allah (c.c.) râzı olsun.”
Bir vâize şunları söylemişti:
“Başkalarını islâh etmek için kendinizi islâh etmeniz icâb eder.”
Hazret-i Ömer (r.a.) kıyâmet hesabından pek korkardı.
Bir gün Ebû Mûsâ’el-Eş’arî (r.a.)’ye sordu:
– “Ey Ebû Mûsâ! Biz ki müslümanlığı kabul ettik, yerimizi yurdumuzu bırakarak hicret ettik. Her yerde Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’le berâber bulunduk. Acabâ, kıyâmet gününde bir ecrü mükâfâta nâil olacak mıyız?”
Ebû Mûsâ (r.a.) şu cevâbı verdi:
– “Nasıl olmayacağız? Bilakis biz çok iyilikler ettik ve Cenâb-ı Hakk (c.c.)’dan büyük ihsânlar bekliyoruz.”
Hazret-i Ömer (r.a.) de:
– “Nefsimi yed-i kudretinde tutan Zât-ı Kibriyâ (c.c.) nâmına kasem ederim ki hesâptan kurtulmaktan başka bir şey istemiyorum.” dedi.      (Hz. Sâmî (k.s.), Hz. Ömer (r.a.))