Âdem (a.s.), Cennet’te oturup konuşacak bir kimse ve kendisi ile sükûnet bulacağı bir zevce bulunmaksızın tek başına gezip dolaştığı sırada, Yüce Allah (c.c), ona, bir uyku verdi. Uyudu.
Yüce Allah (c.c.) ona bir elem duyurmadan, sol eğe kemiklerinden birini alıp yerine et doldurdu.
Âdem (a.s.), daha uykudan uyanmadan, Hz. Hav­va’yı, ondan yarattı.
Âdem (a.s.) uyanınca, başucunda bir kadının oturdu­ğunu gördü.
“Bir kadın ha!?” dedi ve ona:
“Sen, nesin?. Sen, kimsin?” diye sordu.
Hz. Havva: -“Bir kadın!” dedi.
Âdem (a.s.): -“Sen, ne için yaratıldın?” diye sordu.
Hz. Havva: -“Sen, benimle sükûnet bulasın diye ya­ratıldım” dedi.
İbni Abbas (R.A)’a göre: Hz. Havva’ya her canlının anası olduğu için, Havva ismi verilmiştir.
Yüce Allah (c.c.), böylece, Hz. Havva’yı, Âdem (a.s.)’e eş yaptı.
Peygamberimiz (S.A.V), bir Hadîs-i şeriflerinde: “Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga­nın en eğri yeri de, üst kısmıdır. Onu, doğrultmaya kal­karsan, kırarsın! Hali üzere bırakırsan, eğriltide devam eder.
Kadınlar hakkında, birbirinize hayr tavsiye ediniz!” buyurmuştur.
(Peygamberler Tarihi, M. Asım Köksal)