Ve Yunus Emre gibi;
«Araya araya bulsam izini
İzinin tozuna, sürsem yüzümü
Hakk nasib eylese görsem yüzünü
Ya muhammed canım arzular seni
 
Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Kabe yollarında kumlara batsam
Hub cemalin bir kez düşte seyretsem
Ya Muhammed canım arzular seni
 
Arafat dağıdır bizim dağımız
Orada kabul olur bizim duamız
Medine’de yatar Peygamberimiz
Ya Muhammed canım arzular seni
 
Yunus metheyledi seni dillerde
Sevilip durursun hep gönüllerde
Ağlaya ağlaya gurbet ellerde
Ya muhammed canım arzular seni»
diyerek kalbi iştiyaklarımızı beyan etmeğe hak kazanacak seviyeye gelmeliyiz. Yoksa şimdiki ha­limizle her şeyimiz sözde kalıyor ve boğazımızdan aşağıya inmiyor.
Nefsin başını aşk yolunda taştan taşa vurmadıkça ve zehirle pişmiş aştan yemedikçe, Ehlullah Hazeratının eteğine sarılmadıkça ve on­ların yolunda sadakat göstermedikçe hiçbir yere varamayız!