Ömer İbnü’l-Hattâb (R.A.), bir haccı esnâsında Hacer-i Esved’e yaklaştı ve dudaklarını koyarak öptü ve dedi ki:
“- Çok iyi bilirim ki sen zarar ve menfâatı olmayan bir taş parçasısın. Eğer Resûlullâh (S.A.V.)’in seni takbîl ettiğini (öptüğünü) görmeseydim seni takbîl etmezdim, yani seni öpmezdim.”
Hazret-i Ömer (R.A.)’in bu sözüne Muhammed bin Cerîr-i Taberî diyor ki:
“- Arablar, Câhiliyye devrinde putperest olup, Hacer-i Esved’i öpmeği de Arabların putlara hürmeti kabîlinden bir lâzıme-i ihtirâm zannetmelerinden endîşe etmesi üzerine bu sözü söylemiş olduğunu” Taberî kayd etmişdir.
Hacer-i Esved’i öpmekten ve el sürmekten gâye bu taş parçasına teabbüd değil, bil’akis doğrudan doğruya Allâh Teâlâ Hazretleri’ne ta’zîm ve Peygamber-i Zîşân Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in söz ve fi’l-i Nebevî’sine tereddütsüz ittibâ’dan ibârettir.
Allâh Teâlâ Hazretleri, bu taşa ta’zîmi emretmiş ve bunu haccın menâsikinden addeylemiştir.
İbn-i Ömer (R.A.)’in rivâyetinde ise: Hacer-i Esved gökten indirip Ebû Kubeys Dağı’na konulduğu zaman beyaz billûr gibiydi. Orada kırk sene bekledi. Sonra İbrâhîm Aleyhisselâm Kâ’be’yi yapınca yerine koydu.
İbn-i Ömer (R.A.)’den rivâyet olunduğuna göre: Resûlullâh (S.A.V.)  buyurmuşlardır ki:
“Hacer-i Esved cennet yâkutlarından beyaz bir yakut idi. Fakat onu müşriklerin günâhları karartmıştır. Kıyâmet Günü’nde Uhud Dağı büyüklüğünde o da ba’s olunacak, arz ehlinden onu kim istilâm edip öptüyse onun hakkında şehâdet edecektir.”
(Hz. M. Sâmî Ramazânoğlu (K.S.), İbrâhim (A.S.), S: 137,138)