Peygamberimiz (s.a.v.), döşeğinde uyumak istediği zaman, sağ yanının üzerine yatar, sağ elini sağ yanağının altına koyardı. Karnının üzerine (yüzükoyun) yatan bir adama rastlayınca:
“İşte bu, Allâh’ın hiç sevmediği bir yatıştır!” buyurdu.
Hiçbir zaman ayaklarını meclisinde bulunanların önüne doğru uzattığı görülmemiştir. Toprak üzerinde oturur, yemeğini de yerde yerdi. “Ben kulun oturduğu gibi oturur, kulun yediği gibi yerim! Ben ancak bir kulum!” buyururdu. Yemeği üç parmakla, şehadet parmağı ile onun iki yanındaki parmaklarıyla yerdi.
“Sizden biriniz bir şey içerken kabın içine solumasın!” buyurur; yenilecek, içileceklerin içine solunmasını yasaklar, su içerken iki-üç kere nefes alır. “Bu, daha yararlı ve daha kandırıcıdır!” buyururdu.
“Kim elindeki et-yağ kokusunu, bulaşığını yıkamadan uyurda kendisinin başına birşey gelecek olursa, kendisinden başkasını suçlamasın!” “Yemeğin bereketi tepesinde (ortasında)dır.” “Sizden biriniz yemek yiyeceği zaman, çanağın üst (orta) tarafından yemesin, alt tarafından yesin!”“Çünkü bereket onun üst (orta) tarafından iner!” buyurmuştur.
Ömer b. Ebu Seleme (r.a.) der ki: “Ben Resûlullâh (s.a.v.)’in terbiyesi altında bir çocuktum. Yemek yerken elim yemek kabının içinde dolaşırdı! Resûlullâh (s.a.v.), bana: ‘Ey oğul! Besmele çek, sağ elinle ye ve de önünden ye!’ buyurdu. Bundan sonra hep böyle yemeye devam ettim.”
Abdest ve gusülde, ayakkabısını giymekte-mümkün oldukça-hep sağdan başlamayı sever, bir şey alacağı zaman sağ eliyle alır, bir şey vereceği zaman sağ eliyle verir ve başlayacağı her şeye sağdan başlardı. “Sizden biriniz, ayakkabısını giyeceği zaman, giymeye sağdan başlasın! Ayakkabısını çıkaracağı zaman da, çıkarmaya soldan başlasın! Ayakkabı giyilirken sağ ayak ayakların evveli; ayakkabı çıkarılırken de, sağ, ayakların ahiri olsun!” buyururdu.
(Asım Köksal, İslam Tarihi)