Kâsım (R.H.), Ebû Ümâme Bahillî (R.A.)’den Resûlullâh (S.A.V.) Efendimiz’in şöyle buyurduklarını rivâyet etti:
“Kulun sağında bulunan melek, solunda bulunan meleğin âmiridir. Kul, bir iyilik işlediğinde sağındaki melek hemen on misli sevâb yazar. Ancak kul, bir kötülük işlediğinde solundaki melek onu yazmak istediğinde, sağındaki melek ona mâni’ olur ve der ki:
“-Altı, yedi saat kadar bekle!” Solundaki melek bekler. Eğer bu süre içinde günâh işleyen o kul tevbe ederse, solundaki melek ona günâh yazmaz; tevbe etmezse ona sadece bir günâh yazar.”
Fakîh Ebû’l-Leys Semerkandî (R.H.) der ki: Bu rivâyet, Aleyhisselâtü ve’s-Selâm Efendimiz Hazretleri’nin: “Günâhına tevbe eden günâh işlememiş kimse gibidir.” Hadîs-i Şerîfleri’ndeki ma’nâya uygundur.
Seyyidinâ Hz. Ömer (R.A.)’nin şu Hadîs-i Şerîf’i rivâyet ettikleri nakledilir:
“Seyyidinâ Hz. Ömer (R.A.) bir gün ağlayarak Resûlullâh (S.A.V.) Efendimiz’in huzûr-ı Risâletpenâhîleri’yle müşerref olurlar. Server-i Rüsûl Aleyhisselâtü ve’s-Selâm Efendimiz Hazretleri:
“-Yâ Ömer niçin ağlarsın?” diye buyurduklarında Seyyidinâ Hz. Ömerü’l-Fârûk (R.A.):
“-Yâ Resûlallâh (S.A.V.), kapıda bir genç var, öyle ağlıyor ki ciğerimi yaktı.” diye haber verirler.
(Fakîh Ebû’l-Leys Semerkandî (R.H.), Tenbîhü’l-Gâfilîn, S. 107-109)