Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:

“İki göze cehennem ateşi dokunmaz; Allâh’ın büyüklüğü düşünülerek ağlayan göz; Allâh yolunda ge-celeri uyanık kalan göz.” (Tirmizî)

Enes İbn-i Malik (r.a.)’den rivayetle Resûlü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Dökülen yaşlar sebebiyle ağaran ve zayıflayan bir gözü yakmasını Allâh cehenneme haram kılar. Cehennem Allâh için yaş döken gözleri asla yakmaz. Allâh için dökülen gözyaşlarının aktığı yüzler zillet ve sıkıntı yüzü görmez Her iyi amelin mutlaka bir sevâbı, bir karşılığı vardır Allâh için dökülen gözyaşlarının karşılığı ise cehennem alevini söndürmeleridir. Eğer bir

milletin içinde, sırf Allâh (c.c.) için ve Allâh (c.c.) korkusundan gözyaşı döken bir tek kişi bulunursa Allâh bu bir kulun gözyaşları yüzü suyu hürmetine, o milletin bütün fertlerine merhamet eder.” (Tenbihü’l-Gafilin)

Hakk yolcularının Cenâb-ı Allâh’a yaklaşabilmeleri için yegâne sığınak gözyaşıdır. Çünkü gözyaşı; hasret çekme ifâdesi ve gözün niyazıdır. Gözyaşı, nedamet mânâsını taşır. Allâh’a bir nevi tevbedir. Gözyaşı, aşkın derûnî hislerini coşturan kelimesiz ve sedasız lisanıdır. Gözyaşı, arifin kalbinin tercümanıdır. Gözyaşı, mağfiret için Allâh’ın kullarından istediği istirhamıdır. Gözyaşı, Hakk’ın rahmetini tahrik ve merhametini celbeder. Gözyaşı, günahkârın sıdk ve ihlâs ile Rabblerine eyledikleri ubudiyet incisinin tâneleridır. Gözyaşı, Allâh için öyle bir mutluluk sermayesidir ki rahmet, merhamet ve mağfiret habbelerini içinde taşıyan seyyidü’l-istiğfar ve tevbe-i nasuhtur. Gözyaşı; günâhların gufranıdır (affedilmesidir). Gözyaşı, âsînin kurtuluş ipidir.

(Mahmud Sami Ramazaoğlu(k.s.), Musahabe 6,  s.193-194)