Kainat baştan başa Cenab-ı Hakk’ın (c.c.) güzel isimleri «Esmâ-î Hünsâ”nın tecellileriyle doludur. Bütün yaratıklarda az veya çok bu isimler kendini gösterir.
Kainatın bir çeşit açıklaması olan ilimlerin de dayandığı noktalar Esmâ-î Hüsnâ’dır. Bütün ilimler, fenler, medeniyet harikaları, keşifler, buluşlar, Esmâ-î Hüsnâ’ya dayanmakta ve onda son bulmaktadır.
Bir fen, ilim dalı olan Geometri’de de Allah (c.c.)’ın “Adl ve Mukaddir” isimleri tecelli etmiştir. Her yaratığın ölçülü, adaletli, dengeli ve simetrili yaratılışında “ADL”, genelde nizamlı ve plânlı yapılışında da «MUKADDİR» isimleri görülür.
Allah (c.c.)’ın yaratması için «Kün=ol» emri kafidir. Yaratıklar bir anda yaratılmasına rağmen hiçbirinde ölçüsüzlük, dengesizlik yoktur. Her şey en güzel şekilde, hassas ölçülerde yaratılmıştır. Üstelik hepsinde de büyük ölçüde geometrik nizam hakimdir. Meselâ: Gezegenler küre biçimindedir. Etraflarında dolaşan peykler çember çizerler. Dünya ve gezegenlerin yörüngeleri elips şeklindedir. Galaksiler elips veya spiral şeklinde yaratılmışlardır.
Gökyüzünde olduğu gibi, yeryüzü de geometrinin görüntüleriyle doludur. Bal arısının peteğinden, kartanelerine, yumurtalardan canlıların vücût yapılarına kadar her şeyde geometrik bir düzen hâkimdir.