Gece namazının övülüp teşvîk olunması Cenâb-ı Hakk’a münâcât olunduğundan ötürüdür. Çünkü münâcât, feyz ve nûr-i ilâhiyi celbeder. Hakîkat ehli âlimleri gecenin evvelinde feyz-i ilâhînin zayıf olduğunda ittifâk etmişlerdir. Gece ortasından sonraki münâcâtlarda feyz-i ilâhi kuvvetli gelir. Onun için Allâhü Teâlâ’nın dünya semâsına rahmetiyle tecellisi seher vaktine mahsûstur. Seher vaktinden kuşluk vaktine kadar feyiz ve ilâhi tecelliyât boldur.
Teheccüd namazının fazîletli olanı, gece yarısına kadar uyuyup gecenin son üçte birinde kalkmak ve son altıda birinde uyumaktır. Zira Dâvud (a.s.) ve Peygamber (s.a.v.) Efendimiz böyle yaparlardı. Teheccüdün uykudan sonra daha fazîletli olması güçlüğünden dolayıdır. Hadîs-i Şerîflerde buyurulmuştur ki: “Gece namazı günâhları söndürür.” “Gece namazına devam ediniz. Zira o sâlihlerin şiârı, âdetidir.”
“Allâhü Teâlâ’ya kulun en yakın olduğu vakit gecenin nihâyetindedir. Eğer o saatte Allahü Teâlâ’yı zikredenlerden olmaya gücün yeterse sen de o vakit zikir ve ibâdet eyle.” (Tirmizî)
Bir kimse iki rekât da olsa teheccüd namazı kılmaya devam ederse “kavvâmîn”den yani gece namaz kılanlardan yazılır. Bir kimse gece teheccüde kalkmaya niyet ederek yatar lâkin vaktinde uyanamazsa geceyi ihyâ etmiş sevâbı yazılır.
Ayet-i Kerime’de teheccüd namazı kılanlar için gizlenmiş olan mükâfâtı melek, beşer ve cinlerin idrâkten âciz oldukları bildirilmiştir. (Secde s. 17)
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:
“Benim şu mescidimde kılınan namaz, on bin namaz (ın sevâbına) mukâbil olur. Mescid-i Harâm’da kılınan namaz, yüz bin namaz (ın sevâbına) mukâbil olur. Ribât (nöbet) mahallinde kılınan namaz, iki milyon namaz (ın sevâbına) mukâbil olur. Bunların tamamından daha fazîletli olan ise kulun gece yarısında sırf Allâhü Teâlâ’nın rızâsı için kıldığı namazdır.”
(Burhânü’l-Müttakîn, Şerhu Hadîs-i Erbaîn)