Server-i Enâm (s.a.v.) buyurmuş olduğu:
«— Benim ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacak, bunların hepsi Cehenneme ancak bir tanesi Cennete girecektir.» Hadîs-i Şerifinde yetmişiki fırkanın Cehenneme girmesinden murad azaba duçar olmalarıdır. Yoksa îmâna münâfi ve kâfirlere mahsûs olan ebedî olarak cehenneme giriş değildir. Çünkü onların cehenneme girişlerine sebep kendilerinin bozuk itikadıdır. Bozuk itikadlarının gerektirdiği kadar cehennemde muazzeb olacaklardır. Tek fırka ise onların aksine cehennem azabından kurtulan bahtiyarlardır. Şu kadar var ki, bunlardan da günah isleyip, bu günahı tevbe veya şefaatla afvolunmayanlar günahı kadar cehennem azabına giriftar olabilirler. Gerçi diğer fırkalar da cehennem azabında devamlı kalacak değillerdir,
Ulemâ buyurmuşlardır ki: «Bir zattan doksan dokuz veçhile küfür zahir olsa ve bir veçhile İslâm bulunmuş olsa o adam hakkında uygun olan küfr ile hükmetmemektir, şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.»
Bu ümmetin fukarası, zenginlerinden yarım gün önce Cennete gireceklerdir. O yarım gün dünya ölçüleriyle beşyüzyıldır. Zira bir gün Hak Teâlâ indinde bin senedir, Nitekim:
«Allah (cc.) nezdinde birgün sizin sayageldiğiniz günlerden bin yıl gibidir.» Âyet-i Kerimesi bu mânâya şahiddir. (Hz. M. Sami. Musâhabe C.6, Sh 13)