Eskiden güneşin batmasından yani akşam ezanından başlayan saat hakkında kullanılır bir tabirdir. Yahud başka bir tarifle gurubun yani güneşin batışının on iki olarak kabulü suretiyle hesaplanan saat demektir. Buna frenkçeden geçmek suretiyle halk arasında «ala turka saat» denilirdi. Vaktiyle garp memleketlerinde de kullanılmış olan gurubî saat bundan başka bir şeydi. Çünkü gurub heyet ilminde hakikî olduğuna göre güneş merkezinin hakikî ufuktan ve zahiri olduğuna göre de şems kursunu âlâ hâcibinin mer’i ufuktan kayboluşu demektir.
Bir mahalde şer’i gurub ise o mahallin en yüksek mevkiine nisbetle müşahade olunan zahiri gurubdan başka bir şey değildir. Meselâ İstanbul’da deniz sathına göre güneş zahiren gurubettiği halde 250m. yüksekliğindeki Çamlıca’da bulunan bir kimse güneşi henüz batmamış göreceğinden gurub da İstanbul için oraya itibar olunmak lâzım gelir.
Şu izahata göre şer’i gurub zahirî gurubdan sonra vukua gelir ki her ikisi arasında geçen müddet muvakkitler beyninde “temkin” namıyla yadedilerek zahirî gurub üzerine zan ile ilave olunur.