Nebî (s.a.v) bir hadis-i şerifte şöyle buyurur:
“Evlenen kişi dininin yansını koruma altına almıştır; diğer yarısı için de Allâhü Te’âlâ’dan korksun!” (Taberânî, el-Evsât, No: 7643)
“Ey gençler topluluğu! Kimin evlenmeye (bedeni ve mali) gücü yeterse hemen evlensin. Zira evlilik, gözü (harama karşı) daha çok yumduran, ırzı daha fazla koruyandır. Kimin de buna (mali) gücü yetmezse ona oruç tutmak gerekir. Çünkü oruç, onun (şehvetini teskin) için eneme (hadım etmek) (gibi) dir”(Buhari c. 6, s. 117; Müslim c. 4, s. 128).
“Birbirini seven (çift)ler için nikahın benzeri olabilecek (bir sevgiyi) göremiyoruz”(İbni Mace c.1 s. 593).
“Evleniniz, çoğalınız. Zira ben, kıyamet günü, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim”(Feyzü’l-kadir c. 3, s. 269). Efendimiz (s.a.v.)’in hadis-i şerifinde geçen çokluk, insan çokluğu değildir. Ona layık bir ümmet olarak çoğalmak, gelişip artmakdır.
“Kadınları eş edinin. Zira onlar, mal (ve bereket) getirirler” (Feyzü’l-kadir c. 3, s. 241)
Hz. Muaviye’nin (r.a) meclisinde bir topluluk kadınları kötülemişti. Hz. Muaviye (r.a) onlara şöyle dedi: “Böyle yapmayın! Hastalara bakmakta, ölüleri uğurlamakta ve evleri imar etmekte kadınlar gibisi yoktur! Erkeklerin en çok muhtaç oldukları da onlardır!”
“Biz yeryüzündeki şeyleri, ona süs yaptık…” (Kehf, s.7) ayetinin bir tefsirinde; bu süsün kadın olduğu söylenmiştir.
İbnu Abbas (r.a) şöyle der: “Gencin ibadet ile ilgili olarak yerine getirmesi gerekli şartlar, ancak evlenince tamam olur.” İbnu Abbas (r.a); yanındaki hizmetçiler ergenlik çağına erişince çağırarak: “İsterseniz sizleri evlendireyim! Çünkü bir kul zina edince kalbindeki iman nuru ondan sökülüp alınır” demiştir.
(Ebû Tâlib El-Mekkî, Kûtu’l-Kulûb, s. 412-414)