Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bir Hadis-i Şeriflerinde haber verdiklerine göre: dünyada rahmetinin yüzde biri ile bütün mahlûkatını nîmetler içinde yüzdüren Allah (c.c.), Ahirette, rahmetinin yüzde doksan dokuzu ile mü’minlere rahmet buyuracaktır.
İşte, Kur’ân-ı Kerim’in Besmelesi, bütün bunları ifade etmektedir.
Denilebilir ki: Kur’ân-ı Kerim’in mevzuu, gayesi müc­mel olarak Besmelede mevcuddur.
Bu icmal, önce Fatiha Sûresinde, sonra da, ard arda ge­len süreleriyle bütün Kur’ân-ı Kerim’de tafsil olunmuştur.
Besmele, bu kadar şümullü ve önemlidir.
Bunun içindir ki: yüce Allah (c.c.), her meşru işi Besme­le ile başlamak edebini aziz Peygamberine (s.a.v.) tâlim buyurmuş, Peygamberimiz (s.a.v.) de: “Allah (c.c.)’ın is­miyle başlamayan her önemli iş, güdüktür, devamsız­dır!” buyurarak, bunu ümmetine gereği gibi duyurmuş­tur.
Besmele tam bir âyettir, istiâze (Eû’zûbillahimineş- şeytan-ir-racim)’in besmeleye takdimi de namazdan evvel ta­haret gibidir. Mâsivâdan tecerrüd edip Cenab-ı Hakka yö­nelmek içindir.
Allah (c.c.)’ın üçbin ismi vardır. Bunlardan binini sade­ce meleklere, binini sadece peygamberlere öğretmişdir. üçyüzünü Tevrat’da, üçyüzünü İncil’de, üçyüzünü Ze­bur’da, doksandokuzunu da Kur’an’da zikretmiş ve birini de kendine tahsis etmişdir. Sonra bu üçbin ismin mana­sını besmelede dercetmiştir. Kim besmeleyi bunların mânasını bilerek söylerse Allah’ı bütün esmasıyla zikret­miş olur.