Rezzâk: Rızık ihsân edici, tekrar tekrar, bol bol rızık veren demektir. Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki: “Allâh, dilediğine hesâbsız rızık verir.” (Bakara s. 212)
“Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allâh rızıklandırır…” (Ankebût s. 60)
Beslenerek yaşamaları için bütün canlıların rızıklarını veren yalnız Allâhü Te‘âlâ’dır. O’ndan başka rızık veren yoktur. Eğer Allâh rızkı kulları için bolca yaysaydı, yeryüzünde taşkınlık yapar ve azarlardı. Allâh kullarından dilediği kimsenin rızkını genişletir ve dilediğini de kısar. Şüphesiz Allâh her şeyi hakkıyla bilendir. Kulun, her istediğini taleb etmede helâl yollardan hareket ettikten sonra, Rabbine mürâcaat etmesi lâzımdır.
Kuluna karşı çok şefkatli ve merhametli olan Yüce Allâh, insanları, içinde sayılamayacak kadar çok ni‘metle dolu olan topraklarda yaşatır. Öyle ki insan toprağı ekip biçmeden bile toprak yemyeşil ürünler ve başaklar verir. İçinden sarı, kırmızı, yeşil, turuncu meyve ve sebzeler çıkar. Masmavi denizlerin içi ise yine binlerce çeşit ve lezzette balıklarla doludur. Bütün bunların yanında Yüce Allâh, insanlara hem yerdeki hayvanların etini, hem de gökteki kuşun etini yedirir, hayvanların içinden tertemiz süt çıkarır, arılara bal yaptırır…
Tenbîh: Kul, Allâh’tan başkasından rızık beklememeli, bu konuda O’ndan başkasına dayanıp güvenmemelidir. Her müslümân Allâh’tan başka rızık veren bir mutlak Rezzâk’ın olmadığını bilmelidir. Eğer başkası, geçinmesi için rızık veriyor görünse de gerçekte o, kendisine verileni vermektedir. O halde sen de Allâh’ın sana rızık olarak verdiklerinden başkalarına ver ki, Allâh sana daha fazlasını versin.
Muhtâç olduğun halde, aşırı düşkünlük göstererek rızık arama. Bil ki düşkünlükle rızık araman sana takdîr edilen rızkını kesinlikle artırmaz. O halde kendini küçük düşürerek rızık aramaktan vazgeç, onurunu ve izzeti nefsini koru.
İnnâ’llâhe hüver-rezzâku zül-kuvvetil-metîn (Rızık duâsı)
(Her vakit namâzından sonra onbir (11) defa okunur.)
(Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî,
Miftahü’l Kulûb, Kalplerin Anahtarı)