“İyilik eden, ihsanda bulunan” Muhsin, iyilik yapan, iyilik
sahibi, bağışta bulunan ve minnet etmeden veren, ihsanda
bulunan anlamındadır. Allâh (c.c.)’un, kullarına ve bütün varlıklara
ihsanı pek açıktır. Öyle ki, onları adeta ihsana, fazlına,
cömertlik ve nimetlere boğmuştur.
Allâh (c.c.), kerem ve cömertlik sıfatları gereği insanı yoktan
var ederek ona büyük ihsanda bulunmuştur. Allâh (c.c.),
insanı yarattıktan sonra ona, diğer varlıklardan daha güzel bir
biçimde şekil vermiştir. Allâh (c.c.)’un kuluna güzel bir biçim,
uyumlu bir beden, açık ve etkileyici bir dil, her türlü çirkinlikten,
organ eksikliğinden veya bir hastalığın etkisiyle oluşmuş
kalıcı izlerden uzak sağlam bir bünye vermesi de birer ihsanıdır.
Allâh (c.c.) bu nimet ve ihsanlarla kulunu mükemmelleştirir,
hemcinsleri arasında onu yüceltip onurlandırır. Bu ihsanı
Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle haber verir: “Allâh sizi şekillendirdi
ve şeklinizi de en güzel yaptı.” (Tegâbun s. 3) “Biz ona yolu
gösterdik; (artık o,) ya şükreder ya da nankörlük yapar.”
(İnsân s. 3)
“Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller
(düşünen beyinler) verdi.” (Nahl s. 78)
Allâhü Te‘âlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: “(O
takvâ sâhipleri ki); bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler,
öfkelerini yenenler, insanların kusurlarını bağışlayanlardır.
Allâh muhsinleri sever.” (Âl-i İmrân s. 134)
Sana nasîhat şudur ki, dört huy ile huylan böylece muhsinler
zümresinden (kısmından) olursun.
1. Genişlikte (zenginlikte) zekât, darlıkta sadaka ver.
2. Gazâb (öfke) zamânında gazâbını ve hırsını yen.
3. Başkasının aybını görünce, onu açmayıp, kapatmaya
çalış.
4. Hizmetçiye, ehline (hanımına) evlâd ve akrabâya ihsân
ederek onları hoş tut.
Yirmi lokma ekmeğe, yirmişer kere okuyup dilediğine yedirse
emrine musâhhar (itaatkar) olur. Cuma gecesi 1000 kere
okuyanların kıyâmette hesabı kolay olur.
(İmâm-ı Gazâlî, Ey Oğul Risâlesi)