Sözlükte “zengin etmek, ihtiyacını gidermek” manasına gelen “Muğni”, Allâh (c.c.)’ün güzel isimlerinden biri olup Allâh (c.c.)’ün zenginlik vermesi, kullarından dilediğini hükmettiği konumda bırakması, dilediğini daha yükseltmesi manasına gelir. O, isteyenin isteğine karşı lütufta bulunur. Allâh Tealâ bu konuyla ilgili olarak;
“O size istediğiniz her şeyden verdi. Allâh’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan zalim, çok nankördür.” (İbrahim s.34) buyurmaktadır.
Gerçek ihsanda bulunup zenginlik verenin mahlukâttan kimseye asla ihtiyacı yoktur. Gerçekte muhtaç olan ve ihtiyaç duyduğu şeyleri başkası aracılığıyla temin edip yanında bulunduran, her istediği bulunan kimsenin zenginliği mecazi zenginliktir.
Her kim Allâh (c.c.)’ü gerçekte “gani” ve “muğni” (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, zenginlik veren) olarak bilirse bir şeylere dayanmaktan müstağni(Allâh tan başka kimseden bir şey istemeyen) olur. Allâh onun yardımcısıdır. Allâh (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allâh dilerse sizi kendi lütfündan zengin edecektir. Şüphesiz Allâh iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Tevbe s.28)
Allâhü Te’âlâ, kullarından dilediğini zengin yapar ve bütün ömrünü zengin olarak yaşatır, bazı kullarını da ömrü boyunca fakirlik içinde bırakır. Bazı kulunu zenginken fakir, bazılarını fakirken zengin yapar. Kulları ve servetleri üzerinde dilediği gibi tasarruf etmek hakkıdır. Bu tasarruflarda bize acı gelen cihet bulunursa, bunda bilemediğimiz hikmetleri vardır. O’nun hikmet ve kudret sahibi bir Rabbi Rauf olduğunu öğrenmiş olanlar, bu hakikati bilirler de, Allâh (c.c.)’ün icraatına gönül hoşluğuyla rızâ gösterirler.
(Ayet ve Hadislerle Esmaül Hüsna Şerhi, s.294)