Metin, güç ve kuvveti azalmayan, güçsüz düşmeyendir.
Bu durum yalnız Allâh (c.c.) için geçerlidir. O (c.c.)’un dışındaki bütün varlıklar, zamanla güçlerini kaybeder ve zayıf düşerler. Bu değişim, Allâh (c.c.) için imkansız, varlıklar için mümkündür.
Allâh (c.c.), “Hiç şüphesiz, rızık veren, metin kuvvet sahibi olan Allâh’tır.” (Zâriyât s. 58) buyurmaktadır.
İbn Abbas (r.a.) âyette gecen “Metin” sözcüğünü “Şedîd” (çetin, zorlu) şeklinde açıklamıştır.
Allâh’ın isimlerini açıklamaya çalışanlar “Zü’l-kuvveti’l-metin” (metin kuvvet sahibi olan) ifadesini tam ve mükemmel güç olarak açıklamışlardır.
El- Kavî ism-i celîli ise, her hangi bir şekilde acizliğin kendisine hâkim olmadığı, tam ve mutlak güç sahibi anlamındadır. Allâh (c.c.)’un dışındaki varlıklar her ne kadar güç sahibi olarak nitelenseler de, bunların gücü sınırlı ve sonludur. Birçok şeylere güçleri yetmez.
Kavî, kendi üzerinde eser ve iz kabul etmez. Aksine yarattıkları üzerinde iz ve etki bırakır.
Allâh (c.c.)’un güç ve kuvvetini bilen, kendi güç ve kuvvetiyle övünmeyi terk eder, Yüce güç sahibine yönelir. Bu isimler kişiye, Allâh’ın heybet ve ihtişamını, yüceliğini bilmeyi ve gücüne dayanmayı öğretir. Bu isimleri bilen, dîni bağlarını güçlendirmeli, bilgilerini arttırmak, hiçbir şekilde sarsılmayan sağlam ve kesin bir inanca sahip olmalıdır. Bunun için yaşamı boyunca Rabb’ine itaat etmekle meşgul olmalı, O’na ibâdet etmekten zevk almalıdır.
Vücutta kuvvetin zuhur etmesi için zayıf zeka ve beden sahibi günde 114 kere Kaviyy (c.c.) ismi şerîfine devam ederse kavi olur. Zulum gören zayıf kişi okursa zâlimden emin olur.
Metin (c.c.) ism-i şerîfini 500 kere okuyanın ibâdetinde metaneti kalbiye (kalp huzûru) hasıl olur. Eğer Euzu billâhi tealâ diye günahkara okusa günah ve fuhşiyattan vazgeçer.
(Râzî, Şerhü’l Esmâ’ül Hüsnâ, s.286; İzz b. Abdüsselâm, Şeceretü’l Meârif, s.96)