Hakk, inkârı mümkün olmayan, ispat edilmesine gerek
duyulmayan, varlığı kabul edilendir. Allâh (c.c.), ezelî ve
ebedîdir. Kâinatta olan ve akıp duran hadîseler ise hep
Allâh (c.c.)’un yaratmasıyla vücut bulmaktadır. Şu anda
âlemde neler varsa O (c.c.)’un kudretinin eseridir. Bundan
sonra neler yaratılacaksa yine O (c.c.)’nün var etmesiyle
meydana gelecektir. Hakîki mânada var olan yalnız
Allâh (c.c.)’dur. Bizim var gibi gördüğümüz her şey yarın
yok olacaktır. Göklerde olanlar da O (c.c.)’a muhtaçtır,
yerde olanlar da. Allâh (c.c.)’dan başka her şey yokluğa
mahkûmdur. Her şey değişir, yıkılır, helâk olur. Her şeyin
dizgini sadece Allâh (c.c.)’un kudret elindedir. Benim
kurduğum düzeni kimse yıkamaz, benim saltanatım her
şeyin üstünde gibi sözler söyleyen zalimler, ecelin bir temizlik
süpürgesiyle bu dünyadan süpürülüp atılmışlardır.
Tek ve değişmeyen Hak O (c.c.)’dur.
Yüce Allâh (c.c.), Kur’ân-ı Kerîm’de: “Biz gökyüzünü,
yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri boşuna
yaratmadık. Bu, küfredenlerin zannıdır. Vay ateşe
uğrayacak o inkârcıların hâline!” buyurmuşlardır.
Lâ ilâhe illallâh melikü’l hakku’l mübîn zikri günde
yüz defa söylenirse zenginliğe vesile olur.
De ki: “ Hak geldi ve bâtıl yok oldu gitti. Gerçekten
bâtıl daima yokluğa mahkûm bulunmaktadır.” (İsrâ s.
81)
Nebî (s.a.v.)’in Dilinden Dua: “Allâhümme erinel hakka
hakkan ve’rzuknâ ittibâ’ah ve erinel bâtıla bâtılan
verzuknâ ictinâbeh.” Yani, “Ya Rabbi! Doğruyu bize
doğru olarak göster ve ona uymayı bize nasip et ve
yanlış, bozuk olan şeylerin yanlış olduklarını bize
göster ve onlardan sakınmamızı nasip et! (İnsanların
en üstünü hürmetine bu duamızı kabul buyur!)”
(Kurtubi – Beyhaki – Es-Sa’di Esmâü’l-Hüsnâ, 110-115.s.)