Fettâh: Hayır kapılarını açan, hüküm veren demektir.
Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki: “De ki: “Rabbimiz (kıyâ-met günü) bizi birarada toplayacak, sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. O, (gerçek hükmünü vererek hak ile bâtılın arasını) açandır, (herşeyi hakkıyla) bilendir.”
Taraflar arasında hüküm veren; birine yardım edip zafere ulaştıran; hayır ve rahmet kapılarını açan O’dur.
Silah gücü, kelime cambazlığı ve basit mantık oyunlarıyla hakkı bâtıla karıştırıp, içine zehir, dışına şeker konmuş öldürücü îmânsızlık tuzaklarına yakalananlar gerçeği anlayamadan giderlerse, âhirette hak ile bâtılın arasını ‘el-Fettâh’ olan Rabbimiz açacak ve herkes gerçeği görecek, ama iş işten geçmiş olacak.
Çocuk ana rahminde iken çocuğa rızık kapısını açan, çocuk dünyâya gelince bir kapıyı kapayınca annenin göğüslerinden iki kapıyı açan. Göğüslerdeki iki kapı kapanınca acı-tatlı, yaş-kuru yiyeceklerden dört kapıyı açan O’dur.
Her müslümân, Allâh’tan başka Hâkim olmadığına inanmalı ve O’nun hükmünden başka hüküm kabûl etmemelidir.
Müslümân, kapalı olan her şeyi ancak Allâh’ın açabileceğini bilmelidir. Kullarına rızık ve merhamet kapılarını açan, zor ve kitlenen işleri çözüp açan, hakkı görmeleri için kalplerini ve gözlerini açan, sıkıntı ve darlıktan sonra gönüllerini açıp ferahlık veren, anlaşılmayan kapalı her sorunu kolaylıkla açan O’dur. Ey Allâh’ın kalp kilitlerini açtığı ve kendi katından üzerine nûrlar yağdırdığı kişi! Allâh’ın kapılarını sana açtığı gibi sen de, ilim anahtarlarıyla câhil ve bilgisiz kimselerin kapalı kapılarını aç ve onların gönüllerini fethet.
İhlaslâ “Yâ Fettâh” diye bir müslümân bu isme devâm etse, bütün zor kapılar açılır, gönlünde büyük fetihler meydana gelir.
(Rauf Pehlivan, Yüce Allâh (c.c.)’ün Güzel İsimleri Esmâü’l Hüsnâ)