Selâm: Bütün ayıplardan arınmış. Selâm sahibi‚ yani her çeşit ayıptan selâmette‚ her türlü âfetten berî demektir. Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki:
“O Allâh ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selâm’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allâh, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.” (Haşr s. 23)
Selâmette olan, selâmette kılan. ‘Selâm’ kelimesi Kur’an-ı Kerîm’de 33 def‘â geçer ama bunlardan yalnız bir tanesi (Haşr s. 23) Allâh’ın ismi olarak geçmektedir
Resûlullâh (s.a.v.) buyuruyor ki: “Ey Allâhım! Sen Selâm’sın; Selâm yalnız Sendedir. Ey İkrâm ve Celâl Sâhibi olan! Sen ne Yücesin.”(Müslim)
Selâm ismi, Yüce Allâh’ın kemâlâtının tümünün isbatını ve noksan sıfatların tümünün O’ndan uzaklaştırmayı içermektedir.
“Sübhânallâhi ve’l-hamdu lillâhi” tesbîhi, Yüce Allâh’ın ulûhiyyette ve ta‘zimde tek olduğunu kapsamaktadır.
Ve aynı şekilde “Lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber” de ulûhiyyette ve ta‘zimde tek olduğunu kapsamaktadır.
Her doğan ölüyor, her yeşeren kuruyor, her yapılan yıkılıyor. Yaratılanların en değerlisi insan doğuyor, büyüyor, ihtiyarlıyor, hastalanıyor, acıkıyor, uyuyor ve ölüyor. ‘Selâm’ olan Rabbimiz bütün bunlardan sâlimdir. İslâm dînini indirerek selâmet yurdu olan Cennete da‘vet eden, bu dünyâda gönüller arasına köprü olan selâmı, nezâket kurallarını öğreten Rabbimiz mü’minleri Cehennem azâbından selâmette kılandır.
Allâh’ın Selâm sıfatı aynı zamanda Cennete kabul ettiği kullarına selâm vermesi anlamına da gelir. Kuşkusuz Allâh’ın selâmı mü’minler için olabilecek en büyük müjdedir.
(Mehmed Nuri Şemseddin Nakşibendî, Kalplerin Anahtarı)