Rahmân: Yarattığı bütün canlılara ni‘met veren.
Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irâde buyuran, sevdiğini sevmediğini ayırdetmeyerek tekmîl mahlûkâtını sayısız ni‘metlere müstağrak kılan.
Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki:
“Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân’dan başka tapılacak tanrılar emretmiş miyiz?”
Rızıkları, ihtiyaçları ve her türlü iyilikleri ihsân husûsunda rahmetini mahlûkâtından hiç esirgemeyen anlamında olan Rahmân, Rahîm isminden daha geniş kapsamlı bir ma‘nâ ifâde eder.
Rahmân, Yüce Allâh’ın hem ismi hem de sıfatıdır. Bu isim, Allâh lafzına bağlı olarak zikredildiğinde sıfat anlamındadır. Ancak Kur’ân’da bu şekilde değil, özel isim olarak kullanılmıştır. Bu isim sadece Allâhü Te‘âlâya has özel isimlerden olduğu için daha çok bir isme bağlı olarak değil; yalnız zikredilmesi hoş karşılanmıştır. Rahmân’ın bu şekilde kullanılması O’nun Rahmân sıfatına ters gelmez. Çünkü Allâh ismi de ulûhiyyet sıfatına delâlet ettiği halde hiç bir zaman başkasına âit bir sıfat olarak zikredilmemiştir.
Kur’ân’ın ilk âyeti olan Besmele’deki Rahmân ve Rahîm sıfatları arasındaki fark, Allâhü Te‘âlâ, dünyânın Rahmân’ı ve âhiretin Rahîmi’dir cümlesinde vecîz bir şekilde dile getirilmektedir. Rahmân vasfı gereği Cenâb-ı Hakk, dünyâda bütün canlılara, mü’min kafir ayırımı yapmaksızın bütün insanlara, şefkat ve merhametle davranmayı kendi nefsine farz kılmıştır.
Yüce Allâh bir kudsî hadîsde şöyle buyurmuştur: “Rahmetim gadabımı geçmiştir.”
(Rauf Pehlivan,Yüce Allâh’ın Güzel İsimleri Esmâ-ül Hüsna)