Mütekebbir: Büyüklük ve ululukta tek olan, her şeyde ve her hâdisede büyüklüğünü gösteren anlamın-dadır.
Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki:
“O Allâh ki, O’ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selâmdır; Mü’mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir. Allâh, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.”
Kudsî bir hadîsde Allâh (c.c.) şöyle buyurmuştur: “Büyüklük ridâm (dış elbise), yücelik ise îzarımdır (iç elbise). Bu ikisinden biri üzerinde benimle çekişeni ateşe atarım.” Bu durum büyüklük ve yüceliğin Allâh’ın kemal sıfatlarından olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer varlıkların bu sıfatlara sâhip olduklarını iddiâ etmeleri gerçek dışıdır. Böyle bir iddia onların eksikliğini ve haddi aştıklarını gösterir.
Allâh (c.c.) her an, her yerde ve her olayda büyüklüğünü ve kudretini açıkça gösterir. Dünyâ hayatına ve hırslarına dalan insanların üzerine sabah vakti bir kasırga gönderir. Onların oturdukları şehrin altını üstüne çevirir ve bir daha oturulamayacak hâle getirir. Mallarını, mülklerini ve sâhip oldukları herşeyi ellerinden alır.
Bir şehri yalnızca yağmur yağdırarak suların içine gömer, bir kaç saniye süren bir depremle bir kenti haritadan siler. O’nun azâbıyla hareket eden yer, gök, rüzgâr ve yağmur uğradıkları şehre görülmemiş bir helâk getirirler. O şehrin halkı da Allâhü Te‘âlânın sarsılmaz gücüne, büyük bir yıkımla şâhid olur.
Kuşkusuz Allâh Mütekebbirdir. O’nun gücü ve kudreti karşısında, yeryüzünde büyüklenebilecek kimse yoktur; O, önünde secde edilecek tek makamdır.
(Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Kalplerin Anahtarı)