Endülüs’te üç aşamalı bir eğitim ve öğretim sistemi vardı.
Altı yaşından itibaren başlayıp altı yedi yıl süren ilk dönemde,
diğer İslâm ülkelerinde olduğu gibi Kur’ân-ı Kerîm ve ilmihâl
bilgileriyle Arapça ve şiir öğretiliyor, mekân olarak da küçük
mescidlerle camilere yakın evler, öğretmenlerin evleri yada
devlet tarafından açılan yatılı mektepler kullanılıyordu. Yatılı
mekteplerde görev yapan öğretmenlerin ücretini devlet, diğer
öğretmenlerinkini ise öğrenci velileri ödüyordu. İlk aşamayı
tamamlayan öğrenciler dilerlerse “şüyûh” denilen müderrislerin
etrafında oluşan halkalara katılırlardı. Belli bir program
ve süreyle kayıtlı bulunmayan bu halkalarda dil ve edebiyat,
fıkıh, tefsir, hadîs, tıp, matematik, kimya gibi ilimler okutulurdu.
Müderrisler ücretlerini devletten, vakıflardan ya da öğrenci
velilerinden alırlardı. Metot olarak okuma, dinleme ve yazdırma
uygulanırdı. Üçüncü aşamada ise ihtisaslaşma başlardı.
Bu dönemin sonunda, okudukları medreselerden başarılı talebelere
müderris olabileceklerini gösterir icâzetnameler verilirdi.
Hükümdar ve hâcib, vezir, vali gibi yüksek kademelerdeki
devlet adamları özel müderrisler tutarak kendi evlerinde çocuklarının
eğitimini sağlarlardı.
Endülüs müslümanları tıp sahasında da önemli gelişmeler
kaydettiler. Bunda daha önce doğuda yapılan çalışmaların büyük
payı vardı. Ancak Endülüslüler doğudan aldıkları bilgilere
pek çok katkıda bulundular ve özellikle hayvanlar üzerinde
yaptıkları çalışmalarla fizyolojide önemli başarı sağladılar.
Fizyoloji ve anatomide Galen ve Hipokrat gibi klasik dönem
hekîmlerinin bilgilerinden faydalanmakla beraber onların bazı
hatalarını da düzelttiler. Ayrıca uygulamalı tıp ilmini geliştirdiler
ve bu çerçevede ameliyatlarda kullanılan aletler ve bunların
kullanılış şekilleri hakkında ciddi eserler yazdılar. Bitkilerden
öz suyu elde etme tekniğini geliştirip farmakoloji alanında
eserler meydana getirdiler ve eczahaneler kurdular. Endülüs’te
pek çok hastahane bulunuyordu. Halifelik döneminde yalnız
Kurtuba’da irili ufaklı elli kadar hastahanenin mevcut olduğu
bilinmektedir.
(Diyanet İslam Ansiklopedisi)