Âli İmran sûresi 28. Âyette “Mü’minler, mü’minlerin gayri kâfirleri dost edinmesin ler” buyurulmuştur.
Hazret-i Abbas (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre: Münafıkların reisi, Abdullah ibn-i Ubeyy ve arkadaşları Yahudiler ve müşriklerle dostluk yapıyor ve onları Müslümanların ahvâlinden haberdar ediyorlar dı. Resûl-ü Ekrem (s.a.v.) aleyhine muzafferiyet ümid ediyorlardı. Nazil olan bu Âyet-i kerîme ile mü’minler bundan nehyedildi.
Bu ayetin tefsirine göre kim kâfirleri dost edinirse Allah Teâlâ’nın dostluğundan çıkmıştır. Kâfirleri dost edinenlerin Allah Teâlâ’dan ilişiği kesilmiş olur.

  1. âyette “De ki: Allah Teâlâ ve resulüne itaat edin. Eğer Allah Teâlâ ve resulüne itaatten yüz çevirirseniz

(kâfirlersiniz) Hak Teâlâ ise, kâfirleri sevmez.” buyurulmuştur.
Rivayet edildiğine göre, münafık Abdullah ibn-i Übeyy: «Muhammed kendisine tâati, Allah Teâlâ’ya tâat gibi tutuyor. Ve bize Nasârânın, îsâ’ya sevgisine benzer bir sevgi ile kendisini sevmemizi emrediyor.» demeye başladı. Bunun üzerine bu Âyet-i kerîme nâzil oldu. Ve böyle bir şübhenin vârid olamayacağını gösterdi.
Peygamber  (s.a.v.)  Efendimiz.
«Bütün ümmetim Cennet’e girer, yalnız istinkâf edenler gir mez.»  buyurdu. Dediler ki:
«Ondan kim istinkâf eder?»
«Bana, itaat eden Cennet’e girer, isyan eden istinkâf eder.» buyurdular.
Âl-i İmran 99. ve 100. Âyetlerde de şöyle buyurulmuştur: “De ki: Ey Kitab ehli! Hak dîn, İslâm olduğunu bilirken, niçin îmân edenleri Allah yolundan döndürmek, istikâmetten ayırmak  istiyorsunuz?  Allah  Teâlâ,  yaptıklarınızdan gâfil değildir. Ey mü’minler! Eğer siz o Kitab verilenlerin içlerinden herhangi bir fırkaya itaat ederseniz, sizi îmân etmişken döndürür, kâfir ederler.”
 (Ayıntâbi Mehmet Efendi, Tibyân Tefsîri, c. 1 s. 221,249)