Allâhü Teâlâ buyuruyor: “Hem evlerinizde oturun ve evvelki cahiliyet zamanında süslenerek, açılıp saçılarak sokağa çıkan kadınların çıkışı gibi çıkmayın. Namazı gereği gibi kılın. Zekâtı verin. Allâh (c.c.)’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt (Peygamber ailesi)! Allâh sizden sırf günâhı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Peygamber, mü’minlere her hususta nefislerinden evlâdır. Peygamberin zevceleri, mü’minlerin anneleri hükmündedir. (Ahzab s. 6, 33) Zeyd b. Erkâm (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Resûlullâh (s.a.v.) üç kere: “Allâh için Ehl-i Beytime ihsân etmenizi, onları hoş tutmanızı istiyorum.” buyurdu. Biz, Zeyd b. Erkâm (r.a.)’e Resûlullâh (s.a.v.)’in Ehl-i Beyt’inin kimler olduğunu sorunca şöyle cevâp verdi: “Ali’nin ailesi, Ca’fer’in ailesi, Âkil’in ve Abbas’ın aileleri.” Resûlullâh (s.a.v.) buyuruyor: “Ben size öyle büyük bir şey bırakıyorum ki, eğer siz ona sımsıkı yapışırsanız, asla sapıtmazsınız; Allâh (c.c.)’un kitabı ve ehl-i beytim. Düşünün, onlar hakkında bakalım bana nasıl uyacaksınız.” Kur’ân-ı Kerim’e uymak, onun emirlerini yerine getirmek, yasaklarından da kaçınmak ile olur. Resûlullâh (s.a.v.)’in Ehl-i Beyt’ine uymak ise, onları sevmek ile olur. Resûlullâh (s.a.v.) buyuruyor: “Muhammed (s.a.v.)’in hanedanını bilmek, cehennemden kurtulmaktır. Muhammed (s.a.v.)’in hanedanını sevmek, sırat köprüsünden kolay geçmeye vesiledir. Muhammed (s.a.v.)’in hanedanına yardım etmek ise azâptan emin olmaktır.” (Kadı Iyâz, Şifâ-i Şerif, s.432)

Bir Yorum Bırak