“Gideceğiniz memleketlerde zinhâr zulüm ve teaddî (düşmanlık) etmeyiniz, çok yaşlı olanı katletmeyiniz. Kadın ve çocukları da katletmeyiniz. Hayvânâtı da helâk etmeyiniz. Düşman ile ahid ve karâr ettikte ahdinizi bozup da ikrârınızdan dönmeyiniz ve manastırlarda bir takım ruhbânlar vardır ki, onların kavl-i bâtılları (bâtıl sözleri) iktizâsı (gereğince) nefislerini habsetmişlerdir, onları sakın katletmeyiniz. Ma’bedlerini hedm etmeyiniz  (yıkmayınız) ve zaruret fevkalade olmadıkça hayvanatı kesmeyiniz ve ağaçları da kesip yakmayınız.”
Hz. Ebû Bekir (R.A.),Yezîd bin Süfyân (R.A.)’ı teşyî ederken şu sözleri söyledi:
“Sana tecrübe ve imtihân için bu vazîfeyi veriyorum. İyi hareket ettiğini görür isem seni me’mûriyyette ibka ve terfî’ (devâmlı kılmak ve yükseltmek) ederim. Yoksa seni azlederim. Allâh (C.C.)’den sakın, Allâh (C.C.) senin içini ve dışını görüyor. Allâh (C.C.)’ne en yakın insanlar, O’na işledikleri işle yaklaşanlardır. Sana, Hâlid’i ta’yîn edeceğim bir iş vermiş bulunuyorum. Câhiliyyet gururundan kaçın. Cenâb-ı Hakk (C.C.), onu ve onunla gurûrlananları sevmez. Asker ile arkadaşlığın iyi olmasına dikkat et. Onlara hayırdan bahs ve hayrı va’d eyle. Askerlere nasîhat ettin mi, nasîhatlerin vecîz olsun. Kendini ıslâh et ki insanlar sana karşı salâh bulsun. Düşman elçileri nezdine gelirse, onları i’zâz et ve onları fazla tutma ki askerlerin hâlini anlamadan gitsinler. Onlara askerlerini gösterecek olursan zaîf noktalarını gösterme; bilakis onları en güzîde, en muhteşem askerlerin arasında kabul et. Senden başka kimsenin onlar ile konuşmasına mâni’ ol. Bizzât kendin onların maksadlarını anla…”
Yezîd bin Süfyân (R.A.)’i, Şâm’a gönderirken şu sözleri söylemişti:
“Ey Yezîd!.. Senin akrabâların vardır. Lâkin başkalarına tercîh ederek onlara iş vermek isteyeceksen, senin nâmına en ziyâde endîşeye düştüğüm nokta budur. Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz: “Müslümânların işinden bir işi derûhte edip (üstüne alıp) iltimâs (kayırma) eseri olarak o işe birini ta’yîn eden, Allâh (C.C.)’nün la’netine düçâr olur. (yakalanır, uğrar). Cenâb-ı Hakk (C.C.) ondan bir ma’zeret veyâ fidye kabûl etmez, onu Cehennem’e atar.” buyurmuşlardır.”
(Hz. Mahmûd Sâmî Ramazânoğlu (K.S.),
Hz. Ebû Bekir Sıddîk (R.A.),S. 137-139)