Hz. Ebû Bekir (R.A.) fıtraten halîm, selim, son derece refik ve şefik idi.
Bununla beraber vazife ve mes’ûliyet işlerinde zerre kadar müsâmaha göstermezdi. Onun rıfk ve mülâyemeti, şahsi muâmelâtına ait idi. Din ve millet işlerinde en küçük bir tereddüdü, en basit müsâmaha ile göz yumduğu görülemezdi. Ve fakat nâsın kusurlarını izaz i’zam etmez onlara kusurları derecesinde muamele gösterirdi
Mücrimleri takip ve te’dip hususunda zerre kadar ihmal göstermemekle beraber siyasi mücrimleri icabına göre muamele ve afv ederdi.
Ehli zimmetin hukukunu, emniyet ve masuniyetini gözetirdi.
Gayri müslimlerin hiç bir mabed ve kilisesi yıkılmazdı.
Çanlarını çalmaktan, ayinlerini yapmaktan men olunmazlardı.
Hz. Ebû Bekir (R.A.), Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Hz.lerinin en sevgilisi, dostu esrarı nübüvvetin en samimi mahremi idi. Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz hep yapdığı işleri Ebû Bekir Es-Sıddîk ile birlikte yapardı.
Resûlullah (S.A.V.) Hz.lerinin Ebû Bekir (R.A.)’a muhabbeti başka bir neş’e ile tecelli ediyordu.
İrtihal buyuracağı sırada Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz şu sözleri buyurmuştu: “Dostluğu, yardımı itibariyle kendisine en çok minnetdar olduğum arkadaş Ebû Bekir’dir. Rabbimden başka bir halil ittihaz edecek olsam yine Ebû Bekr’i ittihaz ederdim. Onunla benim aramda İslâmiyyet kardaşlığı ve meveddeti vardır. Mescidin bütün kapıları kapansın, yalnız Ebû Bekir’in kapısı açık kalsın.”
Amr bin As, Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz’e: “En çok sevdiğin kimdir?” diye sormuş. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de: “Âişe” buyurmuş. Erkeklerden en çok sevdiğin kimdir Ya Resûllullah? diye sormuş “Âişe’nin babası”. Sonra kimi seversiniz dediğinde “Ömer’i” buyurdular. Sonra başkalarını saydı.
Peygamber (S.A.V.) Efendimizin arzuları hilâfına bir hareket, olup da müteessir olduklarında Hz. Ebû Bekir gelecek olursa derhal tebessüm eder, teessür ve iğbirarı zâil olurdu.
(Hz. Mahmûd Sâmî Ramazânoğlu (K.S.), Hz. Ebû Bekir (R.A.), S. 53-5)