Huzeyfe bin Yemân (r.a.)’den rivayetle Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Dünyâyı âhirete tercih edeni, Allâhü Teâlâ üç şeye müptelâ eder: Kalbinden hiçbir zaman gam gitmez. Hiçbir zaman zengin olmayacak fakirliğe düşer. Doymayan bir hırsa tutulur.” Bir rivayette de: “Öyle meşgul olur ki, hiçbir zaman boş vakti bulunmaz” buyruldu.Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki: “Dünyâ sevgisi, bütün kötülüklerin başıdır. Dünyâyı terk etmek bütün ibâdetlerin başıdır.”
Resûlullah (s.a.v.) zamanında bir fakir vefât etti. Elbisesinde iki dirhem (gümüş) buldular. Resûlullah (s.a.v.):  “Bu iki gümüş, onun kalbinde iki ateş alâmetidir”, yani derecesini düşürürler buyurdu. Ama Abdürrahman bin Avf (r.a.), o zenginliği ile beraber Cennetle müjdelenen on kişiden biri olmuştur. Buradan anlaşıldı ki, bütün dünyâ, bir kimsenin olsa ve o Allâhü Teâlâ’nın emir ve yasaklarına riâyet etse ve gönlünü bu mala mülke bağlamasa, kötü değildir.
Kimyâ-yi Saâdet kitabında diyor ki, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Mal ve makam sevgisi, kalpte nifakı, suyun sebzeyi büyüttüğü gibi büyütür” buyurdu. Bir Hadîs-i Şerîf’te de: “Mal ve makam sevgisinin, müslümânın dînine yaptığı zarar, koyun sürüsüne saldıran iki aç kurdun bu sürüye verdiği zarardan büyüktür” buyurdu.
Allâhü Teâlâ, “Şu âhiret yurdunu (Cenneti), yeryüzünde büyüklük ve makam aramayanlara veririz” (Kasas s. 83) buyuruyor.
O halde, ariyet olarak, yani birkaç gün kullanman için sana verilen mal ve makama, rütbeye mağrur olma! Beş günlük fânî devletle övünme! Zira çok yakında ecel seli gelir. Bu güzel manzara ve rahatlık sebeplerini, temeli sakat ömür binasını siler götürür.
(Mevlana Muhammed Rebhani, Riyad’ün Nasıhin, s.530-531)