Dünyayı nasıl idrak etmemiz gerektiğini öğreten Cenab-ı Hakk’ın ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in sözleri şöyledir: Cenâb-ı Allâh buyuruyor ki: «Bilin ki (âhiret kazancına yer vermeyen) dünya hayatı ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir süstür, aranızda bir övünmedir. Mallarda ve evlâdda bir çoğalıştır.» (Hadîd s. 20)
Tîrmizî’nin Ebû Hüreyre (r.a.)’den yaptığı rivayette, Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Dünya mel’undur ve onda olan şeyler de mel’undur; ancak Allâh (c.c.)’ü anmak ve Allâh’ın sevdiği şeyler, âlim ve ilim tahsîl eden müstesna (onlar mel’un değillerdir).
Tirmizî’nin Sehl bin Sa’d el-Sâidî’den (r.a.) yaptığı rivayette Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Eğer dünya Allâh katında bir sivrisinek kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, hiç bir kâfire ondan bir içim su bile vermezdi.»
İbn-i Ebî Dünyâ’nın İbn-i Ömer (r.a.)’dan yaptığı rivayette, Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Kul dünyalıktan neye isabet ederse (yâni eline ne geçerse), herhalde o onun Allâh (c.c.) katında derecesini eksiltir; her ne kadar o kul ondan önce Allâh (c.c.) yanında iyi ve sevgili bir insan olmuş olsa da.» Beyhakî’nin Enes bin Mâlik’den (r.a.) yaptığı rivayette, Peygamber (s.a.v.): «Su üzerinde gezip de ayakları ıslanmayan var mıdır?» diye sorduklarında, ashab: «Hayır, yâ Resululah!» dediler. Bunun üzerine buyurdular ki: «Dünyâya sâhib olan da böyledir, günahtan kurtulup selâmette kalamaz.»
Beyhakî’nin Mûsâ bin Yessar (r.a.)’den yaptığı rivayette, Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Şüphesiz ki Allâh dünyadan daha sevilmeyen bir mahlûk yaratmamıştır ve onu yarattığından beri ona nazar etmemiştir» 
Beyhaki ve İbn-i Ebi Dünyâ’nın Hazret-i Alî (r.a.)’den yaptığı rivayette, Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: «Dünyânın helâli hesab, haramı ateştir.»
(İmam-ı Birgivî, Tarikat-i Muhammediyye, s.283)