Hz. Aişe (r.a.) şöyle buyurmuştur: Hz. Peygamber (s.a.v.)’in döşeği, içi hurma lifiyle doldurulmuş deridendi.
İmam Beyhaki de, Hz. Aişe (r.a.)’in şöyle buyurduğunu söylüyor : Bir gün Ensâr hatunlarından biri bana geldi. Rasülullah (s.a.v.)’in döşeğini görünce gitti ve bana içi yünle doldurulmuş bir döşek gönderdi. Hz. Peygamber (s.a.v.) gelip gördü ve
—Ya Aişe bu nedir, dedi. Ben de: Ensardan bir hatun geldi senin döşeğini gördü ve gidip bunu gönderdi.
—Ya Aişe bunu. geri gönder. Vallahi, eğer isteseydim Allâh (c.c.) benimle gümüş ve altın dağlar yürütürdü, buyurdu.
İmam Ahmed, İbn-i Hibbân ve Beyhaki; İbn-i Abbâs (r.a.)’ın şöyle söylediğini yazıyorlar: Bir gün Hz. Ömer (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in odasına girdi ve Rasülullah (s.a.v.)’in bir hasır üstünde yattığını ve hasırın iplerinin mübarek vücudunda iz bıraktığını gördü. Hz. Ömer (r.a.) :
—Ya Resûlullâh (s.a.v.) bir yumuşak döşek üzerinde yatsaydınız ne olurdu, dedi.
—Ya Ömer benim dünya ile ne işim vardır. Benim dünya ile ilişkim sıcak bir günde yola çıkan ve bir ağacın altında bir saat gölgelenip sonra kalkıp yoluna devam eden yolcuya benzer, buyurdu.
İmam Taberânî, Abdullah bin Mesud (r.a.)’ın şöyle söylediğini yazıyor:
– Bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yanına vardım, hamam gibi sıcak bir odada hasırın üstünde yatıyordu. Mübarek vücudunda hasırın izlerini görünce ağladım ve:
—Ya Resûlullâh (s.a.v.) acem ve rum kralları ipekten döşekler üzerinde yatıyorlar sen ise bu hasırın üstünde yatıyorsun deyince :
—Ya Abdullah ağlama muhakkak ki dünya onlar için, âhiret de bizim içindir,buyurdu.
(İmam-ı Kastalanî, İlahi Rahmet, s.393-394)