Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- ile tevessül eden ya da ondan bir şey isteyen kişileri tekfir edenlerin batıl iddiaların biri de şudur: Derler ki
“Vefat etmiş peygamber ya da salih insanlardan, sadece Allah’ın yapabileceği şeyleri istemek şirktir.”
Bu düşünce, günümüze kadar süregelen kadim bir yanlış anlamanın ürünüdür. Bu insanlardan bir şey istemek, Allah -celle celaluhu-’nun istenilen o şeyi yaratması için, duâve şefaatlerini vesile etmekten başka bir anlam taşımaz. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.)’in, gözleri kör a’rabi ve diğer sahabelerin yardım ve şefaat taleplerini geri çevirmeyerek, kendisini Allah’a vesile kılma çabalarına olumlu karşılık vermesi ve AIlah’ın izniyle onların isteklerini yerine getirmesi bunun içindir. Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- onlardan hiç birine
“Böyle yapmakla sen Allah’a şirk koştun” dememiştir.
Amansız bir hastalığı iyileştirmek, bulut olmayan gökyüzünden yağmur yağdırmak, eşyaları dönüştürmek, parmaklardan su akıtmak ve insanlara yetmeyecek yemeği yetecek kadar çoğaltmak gibi harikuIade ve insan gücünü aşan şeyler kendisinden istendiği zaman Peygamberimiz (s.a.v.), onlara:
“Siz müşrik oldunuz. İmanınızı tazeleyin! Çünkü benden, sadece Allah’ın yapabileceği şeyleri istediniz” gibi bir şey dememiştir. Bu iddia sahipleri, tevhidi ve tevhid dairesinin dışına çıkaracak şeyleri Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- ’den daha mı iyi bilmektedirler?
Peygamberimiz (s.a.v.)’den daha çok bilen birilerinin olduğunu, bırakın alimlik iddiasında olan birisini, cahil bir insan bile dile getiremez. İnsanlar bu zâtlardan yardım istedikleri zaman, sadece Allah katında şefaatçi olmalarını istemiş olmaktadırlar.
Bu da Allah tarafından bu zâtlara verilen bir özelliktir.
(Muhammed Alevi Maliki, Mefâhim, s.175-180)