İbn-i Karaka, büyük İslâm bilginleri arasında anılması gereken biridir. XI. yüzyılın ikinci yarısında Mısır’da yaşadı. Çocukluğu güçlüklerle geçti. Fakat çok zeki ve çalışkandı. Durmadan bir şeyler araştırıyor, okuyor, etrafında olup bitenleri dikkatle inceliyordu.
Kahire’de beş metre çapında bir torna tezgâhı yaptı. Bu, dünyada yapılan ilk torna tezgâhıydı. Bakır levhalar, demir daireler artık kolaylıkla kesiliyor, bunlar usturlabdan günlük ihtiyaçlara kadar her yerde kullanılıyordu.
Kitaplardaki tariflere göre İbn-i Karaka’nın torna tezgâhı, günümüzün torna tezgâhlarına benziyor, hemen hemen aynı sistemle çalışıyordu. Devrin hükümdarı, İbn-i Karaka’nın tezgâhını görünce hayretle sordu:
“Bu aleti daha küçük yapsaydın, daha az zahmet çekmez miydin?”
İbn-i Karaka şu cevabı verdi:
“Eğer ben bu tezgâhın bir ucu ehramlarda (piramitler), diğer ucu Nil nehrinin öte tarafındaki Tannur’da bulunacak kadar büyük yapabilseydim, zahmetim daha da azalırdı. Aletler ne kadar büyük olursa, çalışmalar o kadar rahat olur ve o derece iyi netice alınır. Kâinatın büyüklüğü ile karşılaştırılırsa bizim yaptığımız aletlerin küçüklüğü meydana çıkar.”
O devirde müslümanlar çeşitli araştırma, inceleme ve deneyler yapıp icatlarda bulunurken, Avrupa, bilginleri cezalandırıyor, ilim düşmanlığı yapıyordu. Ne yazık ki, İbn-i Karaka hakkında daha detaylı bilgilere sahip değiliz.
Bildiğimiz şu ki, İbn-i Karaka, bugünkü teknolojinin ilerlemesine çok faydası dokunan torna tezgâhının icatçısıdır. Avrupa, torna tezgâhını müslümanlardan öğrenmiştir. (İslâm ve İlim 48.s.)