Doğu Türkistan’da Çin Zulmü
Doğu Türkistan’da Çin Zulmü. Doğu Türkistan halkı Çinlilerin zulüm ve işkencelerine her gün, her saatte ma’rûz kalmaktadırlar.
Kızıl Çin’in Doğu Türkistan’ı fiilen işgal ettiği 1949 senesinden 1953 senesine kadar geçen dört sene zarfında kitleler hâlinde tutuklayıp çeşitli şekillerde öldürdüğü Doğu Türkistanlıların sayısı 1.000.000 (bir milyon)’a yakındır. Bu dönemde köylerde yemekhâneler tesis edilmiş olup, hususî evlerde kazan kaynatıp, yemek yapmak men edilmiştir. Bütün köylüler karavanaya bağlanmıştır, herkes yarı aç kalmaya mecbûr edilmiştir. Köylere “baca casusları” konulmuş, bir evin bacasından duman çıksa, o evin yemek malzemeleri ellerinden alınmış, sâhibleri cezâlandırılmıştır. 1953’ten bu yana ise toplam 35 milyon kişi öldürülmüştür.
Doğu Türkistan halkı Çinlilerin zulüm ve işkencelerine her gün, her saatte ma’rûz kalmaktadırlar. Doğu Türkistan’ın her vilâyetinde, ilçesinde, köyünde olaysız gün geçmemektedir. Doğu Türkistan’da olay demek ölüme mahkûm edilmek anlamına gelir. Bu olaylarda Uygur Türkleri dinleri uğruna, vatan aşkına aziz canlarını seve seve fedâ etmektedirler. Ayrıca; Kızıl Çin’in Nükleer Araştırma Merkezi ve Atom Deneme alanı, Doğu Türkistan’ın Lop Nor bölgesindedir. Bugüne kadar bu alanda 50 civarında nükleer deneme yapılmış, neticede hava ve su kaynakları, tarım arazîleri tahrib olmuş ve ekolojik dengeler bozulmuştur. Uygur Türkleri arasında bilinmeyen hastalıklar ortaya çıkmıştır. Bu hastalıklar sebebiyle yüz binlerce kişi ölmüş, bir o kadar insan da sakat kalmıştır. Yeni doğan bebekler sakat olarak dünyaya gelmektedirler. Komünist Çin nükleer denemeler yapmakla kalmayıp diğer ülkelerin nükleer artıklarını da para karşılığı Doğu Türkistan topraklarına gömmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, Mü’minler, bir vücûd gibidir. Vücûdun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücûdun, rahatsız olduğu, uykusuz kalıp onun tedâvîsi ile meşgul olduğu gibi, Müslümânlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!” (Buhârî)